"Emekli olunca tazminatımın üzerine biraz kredi çekip Tuzla’dan bi oda bi salon stüdyo daire aldım. İçine beyaz eşyasını, mobilyalarını koyup kiraya vermeye başladım. 11 ay önce hostes kiracım çıkınca bi güvenlik görevlisi tuttu. 850 liralık kirayı sadece bir ay ödedi. Sonraki 10 ay boyunca hiç kira ödemedi. Hep bi mazeret ileri sürdü. “Oğlum hasta, babam... Continue Reading →
PRENSES GİBİ YAPARIZ SİZİ
"Ben güzellik uzmanıyım. Büyük bi güzellik merkezinde çalışıyorum. İlk pandemi başladığında bütün randevularımız iptal oldu, herkes korktu ama şimdi işlerimiz çok açıldı. Ben bir haftadır ilk defa öğle yemeğine çıktım. Yoksa hep klinikte ayakta atıştırmaca, yemeğe bile vakit yok çünkü. Bizim merkez medikal estetik üzerine yani cerrahi müdahale yok. Doktorlarımız medikal estetik branşında uzman kişiler.... Continue Reading →
KAPI KOLU PRENSİ
"Hiçbi ortam yoktu zaten dışarıya çıkacağımız oturacağımız falan biz de evlerde toplandık daha çok. Benim hikayem de öyle başladı. Tuba diye bi arkadaşım var Yenisahra’da ayrı eve çıktı. Çok bunalmıştım evde. Aradım İşte Tuba’yı işten “sana geleyim çok kastı ortam, akşam Sinem’le Mert’i de çağırırız” diye. O da “tamam, o zaman sen de anahtar var... Continue Reading →
DEME ÖYLE JANA, DEME ÖYLE
“ İki buçuk senedir ben Türkiye’de, İstanbul’da. İkona resim yapıyorum, başka resimler de yapıyorum. Athena’da, Fıransiya’da başka başka yerlerde personal sergiler yaptım. 9 tane benim sergi var Gürcistan’da. Şimdi ben burada kahvede garson. Her gun için 130 lira. 1300 tele ev kirası var benim. Benim orda iki çocuk var. 14, 12 yaş. Kiz çocik, oğlan... Continue Reading →
ÖNÜMÜZ BAHAR PERİHAN
"Bundan önce de satış sorumlusu olarak çalışıyordum. Ama orası çok daha büyük bi yerdi. Çok kalabalık oluyordu. İhracat fazlası çalışıyordu. Üç kişi çalışıyorduk. Bu virüs başladığında çok korktum hemen ayrıldım. Aslında çok acele karar verdim yani çünkü ihtiyacım vardı işe. Hemen 20 gün sonra falan burada işe başladım. Gene asgari ücret ama burada yemek yok.... Continue Reading →
ŞİFACI
“ Ben kendimi şifacı olarak tanımlıyorum. Şifacılar özellikle kadındır. Çünkü kadın doğurur, emzirir, hamur açar, yoğurt mayalar, yakı yakar, hasta bakar, dikiş diker. Yani kadın aslında dünyanın yaşanılır yer olması için uğraşır. O yüzden de şifacıdır. Ortaçağda bu kadınların büyük kısmı cadı diye yaftalanarak yakılmış. Benim yaptığım daha çok insanlara kendi güçlerinin farkına varmalarını sağlamak,... Continue Reading →
YUMURTA
"Doğma büyüme İstanbulluyum ama üniversiteyi Ankara’da okudum. Ümit de oradan ev arkadaşım. 4 erkek o zaman aynı evde kalıyorduk. Yeme içme işleriyle Ümit ilgiliydi daha çok. Midesine en düşkün oydu çünkü. Bana da kızardı epey ; “hocam herkes az çok bi işin ucundan tutuyor bi tek sen Oblomov gibi hiçbir şeyi umursamıyorsun” diye. Aslında haklı... Continue Reading →
YEŞİL IŞIK
"Ayrıldığımız 5 ay olmuştu. Normal zamanda olsa ben bunu çok takmazdım. Bi şekilde okul, arkadaş çevresi falan aşardım. Ama bu şekilde yani hiçbir sosyal ortam yok, okul yok, sürekli ölüm haberleri alınan ortamda olmadı. İçime kapandım ve içimde sadece o vardı. Başka hiçbir şey yoktu. Hayat bomboş yani. Aslında benden 22 yaş büyük. Yani ablam... Continue Reading →
MAHALLE KURALLARI
“Gaziosmanpaşa, Sarıgöl’de oturuyorum. 650 tele ev kirası veriyorum. İki göz oda. Doğalgaz falan yok. Sobayla ısınıyoruz. O zaten daha ucuza geliyo. 50 teleye bi torba kömür alıyorum üç gün yakıyorum. Önceden mahallede hep bizden insanlar vardı, yani hep Romanlar. Şimdi ama epeydir Kürtler de var. Onların adetleri, dilleri başka bizim başka. Burası başka mahallelere benzemez,... Continue Reading →
NEGATİF ENERJİ
“ Hep negatif, ama her şeyde. Dört dörtlük sofra kurarsın “bu yemeklerin tuzu az” der. Tuz getirirsin “Kaya tuzu olsaydı daha iyi olurdu”der. Mesela şuraya gidelim dersin “ şimdi olmaz çok trafik olur” der. Balkona çamaşır asarım “yağmur inecek galiba” der. Önceden altından daha kolay kalkıyordum ama şimdi ikimiz de evde dip dibeyiz. Hapşırsa corona... Continue Reading →