AYNI GÜNDE OLUP BİTTİ

“Sabah alışveriş için markete gidicem bi baktım kapının dışında duran ayakkabılarım yok. Kimse artık girmiş apartmana dışarda ne kadar ayakkabı varsa toplayıp gitmiş. Bu olay sabah böyle geçti, günlük telaşe içinde unutuldu gitti. Akşam yemekten sonra kocam, oğlanlar falan köşelerine çekilince Face’e bakıyorum uzandığım yerde, bi baktım “ …..li dostlar” sayfasında bunun ölüm haberi var. Kalp krizinden 57 yaşında gitmiş. Adı sanı yazmasa tanımam, o kadar uzun zamandır görmedim. 30 seneyi bulmuş, belki de geçmiştir. Ama tesadüfe bak, yani bu kadar olur!! O zaman böyle her şey ama bugün sabahki olayla beraber sel olup aktı kafamın içine. Benim hiçbir zaman onda gönlüm olmadı ama ben onun yalancısıyım o; “ ben kara sevdaya yakalandım” diyormuş benim için. Hakikaten de orta sondan lise bitene kadar gölge gibi peşimde gezdi. Haberler mi yollamadı, araya adam mı sokmadı.. hediyeler, mektuplar.. Böyle sesiz, yüzü kırmızı sivilceli kambur duran bi oğlandı. Ben öyle romantik tipleri oldum olası sevmedim. Bizim mahalleye yakın oturuyorlardı, aynı liseye gidiyorduk. Sokağa çıktım mı nereye gidersem gideyim okula, eve, gezmeye, çarşıya hep uzaktan beni izlerdi. En komiği bi gün annemle bi kabul gününe gitmiştik. O zaman çok kalabalık olurdu kabul günleri. Ayakkabıları dışarda çıkarmak adetti böyle günlerde çünkü o kadar ayakkabı antrede kalabalık yapardı. Belki kapıda 15, belki 20 çift ayakkabı olurdu bazen öyle düşünün. Neyse kabul gününün sonunda artık insanlar kalkerken bi telaş oldu kapıda. Suzan hanımın ayakkabıları çalınmış dediler. İşte hırsız güya apartmana giriyor onca kadın ayakkabısı içinden Suzan teyzeninkini alıp götürüyor. Saçma ama başka izahı da yok. Çok sonraları Selim bi arkadaşına anlattığı için öğrendik ki bizi gene takip ediyor ve benim ayakkabım diye Suzan teyzeninkileri alıyor. Ben minyon tipliyim ya benim kadar minyon bi tek Suzan teyze var, o da en ufak siyah ayakkabıyı arıyor. Tabii benim ayakkabılarıma kıyamadığım için ezilmesinler diye poşete koyup çantamın içine atacağım aklına gelmiyor. İlla benden saklayacağı bi şeyi olsun istiyor yani. Suzan teyzenin ayakkabılarını bi süre benimkiler diye dolabında saklıyor, işin aslını öğrenince atıyor falan. İşte şimdi sabah bu olay oldu akşamına da ölüm haberini aldım ya,” sonunda muradına erdin Selim ayakkabılarımı nihayet aldın, artık mezarında yastık yapıp uyursun” dedim içimden. Sonra herkes yattı el ayak çekildi bana bi ağlamak geldi, nasıl böyle tutamıyorum kendimi. Sanki ayakkabılarla, ölüm haberiyle beraber benim gençliğim de toparlanıp gitti. Ertesi sabah elimi yüzümü yıkarken aynaya bi baktım gerçekten yaşlılık bi günde yüzüme yerleşmiş. Gözlerim çukura kaçmış, saçlarımın beyazı artmış.. Garip belki ama öyle, ayakkabılar gitti, Selim gitti, gençlik gitti ve hepsi aynı günde olup bitti.” İstanbul/2021

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑