HAYATSIZ GUTTİKLER

“Ben evde sakin sakin oturuyordum bizim hayatsız guttikler geldi “illa Asorti’ye gidelim, şöyle acayipmiş böyle acayipmiş kanka, kızlar var ya böyle aklını uçuyormuş” Kafa da bu! “Hiç de işim olmaz” dedim ama yapıştılar kene gibi. Acayip yükselmişler olaya. Tam bi zekasızlık. Tuzla’dan kalkıyoruz Aksaray’a gidiyoruz da şöyle klas bi yermiş falan fişman. Ya klas yerde konsların işi ne? Hadi de ki; “klas” o zaman Aksaray’da işi ne? Ruslar varmış falan. Olay da bu. Gittiğimiz arabada Hakan’ın babasının minibüsü. Zaten ben apartmanın önüne çıktım, bunu gördüm sigortam attı. Aleme akalım, Rus manita yapalım. Ulan hayatsız geri zekalılar, 98 model şakır şukur Hyundai minibüsle neyin havasını atacaksın. “Kanka kusura bakma babamın arabayı alamadım” – sebep? “Anahtarı bulamadım, büfenin üzerinde bu duruyordu”. Aşko kuşkoya biz böyle külüstürle gidiyoz. Arka tarafta koltuk takımının bir parçası kalmış. Babası mobilya kaplıyo. Onu bile g* tünü kaldırıp indirmemiş dükkana . Belki yüz kere düştü o parça tangır tungur arkada. Tam ziyanlık kafalar ya. Dört kişi böyle gidiyoz, zorumuz neydiyse ? Kudret diye bi yarmamız var, yüzüne bak tam mağara adamı daha önce bi dişiyle göz göze bile gelmemiştir öyle diyim. Bu eleman zaten gidene kadar heyecandan 5 bira içti arabada sonra kustu. Leş gibi ortam, bak bak ağla. Heyecan yapmış ezik. Hiçbirimiz bi olayı olmamış öncesinde, bu da başka hikaye. Biz gittik böyle işte tangır tungur Tuzla’dan Aksaray’a. Bu Hakan dallaması güya mekan nerede, ortam nasıl, giriş raconu nasıl biliyo. Ben öyle düşünüyorum kafamda. Tezgahı kuran o sonuçta. Neyse 8’de biz çıktık Tuzla’dan, on buçuk oldu daha yoldayız. Zaten hava yağışlı, acayip bi trafik, Salı akşamı demezsin, her yer patlamış, tam bi kaos. Aksaray’ın içinde mekanı arıyoz, o sokak senin bu cadde benim. Girdiğin sokaktan çıkamıyon, orası girilmez burası dönülmez, sağa dönüş yok bilmem ne. Sonunda bu Hakan “galiba şurası” dedi, böyle eski, dokunsan yıkılacak bi binanın altındaki deponun önünde durdu. Bildiğin depo. Kepenkler yere bir karış kalasıya kadar indirilmiş, içerden böyle morumsu bi ışık sızıyor. Bi de böyle elektro saz gibi gıy gıy bi müzik duyorsun hafiften. Onu da artık gerçekten duyuyoz mu hayal mi ediyoz, başka bi yerden mi geliyo? orası biraz muamma. İçerde adamlar esrar mı yapıyor eroin mi yapıyor, adam mı kesiyor belli değil ?? Her b*k olur yani, öyle tekinsiz bir hissi var. Böyle bi yer. Ne yazı var, ne gate var. Biz buranın az ilerisinde durduk bekliyoz. Ne bekliyoz kimse bilmiyo ama. Bi tek Yarma Kudret beklemiyo çünkü sızmış kalmış. Biz böyle bi 5-10 dakka mekanın az ilerisinde arabanın içinde bekledik. Yağmurlu diye çıkmıyoruz hesapta..Sonra üçümüz birbirimize baktık, Hakan; “ mekan kapalı herhalde bu gece” dedi, biz de yıllardır bu kıymetli saptamayı bekliyomuş gibi “he he kesin kapalı kesinnn ! neyse kanka başka bi gece geliriz” diye üzerine atladık. Var ya Tuzla’ya sevine sevine bi dönüşümüz var, aşkolasak o kadar sevinç yapmazdık. Bu neşe de bence başka hayatsızlık kafası işte.” İstanbul/2021

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑