
“Ben Suat babama bakmaya başladığımdan bu yana 7 sene geçti. Öncesi baba kızdık, sona doğru anne oğul olduk. Her şeyini ben bilirdim. En basitinden üç dört seneden beri hiçbir çorabı konçlarını çıtlatmadan giydirmedim. Çünkü cildi artık bebek cildi gibi olmuş, ona şimdi giydir bi yeni çorap, o lastikler var ya kurt gibi yer etini. Bunu kızları bilmez, ben bilirim. Övünmek için demiyorum bunu da yani. Atletler de öyle. Getiriyor mesela küçük kızı poşet poşet atlet, kilot. “Hemen giydirelim üstündekiler kirlenmiş” falan filan gösteriş yapacak bana, “patron benim” hesabından yani. Öle giydiremezsin işte. Ameliyat yeri hala irin akan adama yıkanmamış, herkesin ellediği şeyi giydirecek!! Kafaya bak! Afraya tafraya bak! Köpek dili gibi etiket dikiyorlar. Benim izin günümde güya ikisi bir olup yıkamışlar yeni çamaşır pijama takım giydirmişler. Bi geldim ensesi zımparalanmış gibi kıpppkırmızı, saçlarını bile yalap şap kurutmuşlar, ıslaktı başı. Kremini pomadını sürmemişler. Bezi taaa göbeğine çıkmış, yatak yorgan hep batmış. Iğ ığ ığlıyor adamcağız. Bilmiyo işte bunu “atarax verelim babama niye düzenli vermiyorsun?” diyo. Eeee ben derdini biliyorum da ondan. Hep böyle değildi ki zaten 7 -8 aydır böyle. Ondan evvelsi her şeyini zor da olsa yapıyordu. Sabah beraber Müge Anlı seyrediyorduk, akşam dizilerimiz vardı, baba kız sohbetlerimiz. Aklı da başındaydı her şeyi de. Ondan zaten bana üstten tavırları. Suat babam bana kendi elliyle çekip 20 bini verdi. Taksiyi bile kendi çağırdı gittik bankaya. Sonra para da para değil, ev aldırmaz, araba aldırmaz. Bunu ama kızları için diyorum yani bana az verdi diye değil. Sanki ben çalmışım gibi parayı. En son o kapılardan geçemeyen adam baş yastığı kadar kaldı. Ben tek başıma odadan odaya taşıyordum kucakta. Şimdi işte bu paranın hesabına huzur vermiyorlardı adama. Geldiler mi çaat pattt küttt sanki benim başıma vurur gibi, eşyaları masaya sert sert vurmalar kapıları çarpmalar falan, neyse olan oldu zaten. En son İşte geçen hafta sonu bunların ikisi de evdeyken bi titremeye başladı, gözleri sanki yüzünü kapladı. Hemen arabaya atıp hastaneye götürmek istediler. O kuş kadar kalmış haliyle nasıl çırpınıyor, nasıl yatakta kendini ordan oraya atıyor, alamadılar iki kızı da yataktan. Ben yanaştım usulca “ hiçbir şey olmayacak kucağıma alıcam seni” dedim. O bi senedir konuşamayan adam yüzüme bakıp “anne” dedi bana. Sanki böle bebek nasıl kucağa gelmek için kollarını uzatır aynı tıpkı öle uzattı kollarını, aldım usulca, battaniyeye sardım arabaya koydum. O son bakıştı İşte. Baba kız başladık, anne oğul bitirdik..” İstanbul/2021
Bir Cevap Yazın