MUZ VE TANSİYON

“Mart başı beyin kanaması geçirdim. Hastaneye götürdüklerinde tansiyonum 24 müş. Gene işte böyle sinirlendirip kahırlandırmıştı beni. Hiç yüzümü güldürmedi hiçç. Böyle bi eli sıkılık görülmemiştir. Avucunda sıkıp posasını yalıyor. Dün yüz lira aldım masraf cüzdanından hemen görmüş hemennn. Adımlarımı takip ediyor evde. Bugün çıkıyorum arkamdan sesleniyor “dün yüz lira almıştın bugünü de düne sayacaksın Şule hanım” diye. 83 yaşında kadının ardından para sayıyor evde.. hiç utanması yok! Bi de beni öyle bi isteyerek aldı, babam vermeyecek diye bi marazalar çıkardı ki gören tahtırevanda gezdirecek ayağımı yere değdirmeyecek sanır. Kiracımızın oğlunun düğününde görmüş beni, gözü çıksaydı da görmez olsaydı. Git gel git gel evin yolunu aşındırdılar amcasıyla babası. Bu da böyle sinsi sinsi boynunu omuzlarının arasına kıstırıp dolandı evin önünde aylarca. Lise mezunuydu. O zamanlar lise mezunu tek tük. Tahsilli, görgülü, eli ekmek tutan adam demek. Boyu posu da fena değildi şimdi Allah için. Bi de elleri çok güzeldi, piyanist eli gibi ince uzun. Ben erkekte el güzelliğini evvel ezel severim. Öyle işte kaderimmiş. Kadere inanacaksın. Ama yüzümü güldürmedi. Hep bu eli sıkılık yüzünden. Şimdi bana doktor taaaa kaç sene evvelden tansiyonum olduğu için günde bir muz yiyeceksin dediydi. Onun içindeki potasyum çok iyi gelirmiş tansiyona ama cimriliğinden muzları portmantonun dibindeki torbada saklıyorum, gizli gizli yiyorum. Çünkü görünce çenesi durmaz “ muz kaç lira sen biliyo musun, iç ilacını otur aşağı, şebek misin sen de her gün muz yiyeceksin?” Oooo lafla yarışılmaz onunla. Dün ensem çok yandı, akşam böyle keçe gibiydi hemen bi dil altı aldım yattım aşağı. Bugün de pazara gidip muz alayım diye geçirdim içimden, baktım ki 14 lira, güzel de böyle, tam kıvamında, ne çok yeşil, ne çok olgun. Dünden artanla alayım dedim ama şimdi poşetleri görünce illa bakacak. Daha antrede gümrük memuru gibi poşet bakar. “Şunu kaça aldın? bunun kilosu kaça? Öbür markette şu kadar daha ucuz oradan niye almadın?” Ondan sonra muzları görünce ver yansın; “ kaç lira bu muz, babanın evinde de muz mu yiyordun” bilmem ne. Benim babamın evi saray gibiydi, biz kiloyla değil, kasayla alırdık sebzeyi de meyveyi de. Ama demiyorum bunları artık çünkü usandım. 86 yaşında, iki çocuğumun hürmetine hizmetini görüyorum yoksa sevgi, saygı hiçbiri yok..” İstanbul/2021

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑