“Doğma büyüme İstanbulluyum ama üniversiteyi Ankara’da okudum. Ümit de oradan ev arkadaşım. 4 erkek o zaman aynı evde kalıyorduk. Yeme içme işleriyle Ümit ilgiliydi daha çok. Midesine en düşkün oydu çünkü. Bana da kızardı epey ; “hocam herkes az çok bi işin ucundan tutuyor bi tek sen Oblomov gibi hiçbir şeyi umursamıyorsun” diye. Aslında haklı olduğu yerler vardı ama ben onlar kadar evde durmazdım. Ama bi gün “ya şunlara bi kere de ben yemek yapayım” diyip makarna koydum ocağa. Birazdan Ümit geldi, içime oturmuş galiba ki sitemleri, havalı havalı; “ makarna yapıyorum size” dedim. O da “gördüm mutfakta ben de yumurta aldım gelirken onları haşlıyorum, makarnanın yanında yeriz” dedi. Önce hoşuma gitti tam öğrenci yemeği işte makarna yanında haşlanmış yumurta, “oh ne iyi” falan diye düşünürken birden aklıma geldi; “ya bizim evde bi tane piknik tüp var onun üzerinde de makarna haşlanıyor, yumurtaları nerede kaynatıyor? yoksa bi tane daha küçük tüp mü buldu bi yerlerden?” diye merak ettim. Bi mutfağa gittim ki makarnaların içine yumurtaları da atmış. Makarnaların içinde altı tane pis yumurta fokur fokur kaynıyor. Bastım küfürü “ ulan manyak mısın yumurtaların b*kunu bile yıkamadan makarnaların içine atmışsın ne olacak şimdi?” Diye. Bana “ hocam ne olacak kaynıyor zaten hepsi beraber mikrobu kırılır hem böyle daha doğal, daha lezzetli olur, tatları birbirine karışır” falan dedi. Ve hakikaten de o makarnayı bi tek o afiyetle “ hımmmm valla çok güzel olmuş” diyerek yumurtalarla beraber yedi. Biz peynir ekmek yedik. Şimdi bu Şubat tatilinde oğlanı da aldık kayınvalidelerin yazlığına gittik. Orada bi kahvaltıcı açılmış sabah paket servis yapıyormuş. Herkes övüyor o sitedeki “ ızgara peyniri şöyle güzel, pastırmalı yumurtası böyle güzel, nar gibi sigara böreği” bilmem ne.. Eşim de ertesi gün için geceden sipariş verdi sabah da afiyetle yedik. Hatta pastırmalı yumurta şimdiye kadar yediklerimin en iyisiydi. Sarısı sulu, beyaz tam pişmiş ve pastırmalar içinde erimemişti. Börek de çıtır çıtırdı. Çok övdük ailece. İki üç gün sonra yürüyüşte önünden geçiyorum kahvaltıcının, bi baktım biri adımı sesleniyor içerden. Önce tanımadım, bandana, küpe, at kuyruğu falan tam şekil şukul bi tip. Aaa bi baktım bizim b*klu yumurtacı Ümit. “Ne var? ne yok? napıyon burada? şu bu” Ben önce paketlerini bekliyor sandım meğer meşhur kahvaltıcı onunmuş, hem de her şeyi kendi elleriyle hazırlıyormuş!!! O zamandan beri hayatın insanı getirdiği yerlere şaşkınlığım sürüyor. O kadar iş varken mühendis adamın kahvaltıcı açması ve koca memlekette o kahvaltıcıyı bulup ondan bayıla bayıla belki gene b*klu yumurta yememiz.” İstanbul/2021
YUMURTA

Bir Cevap Yazın