KAYIP YIL

“Bu seneyi kayıp bir yıl olarak görüyorum. Öğretmenim. Bu sene birinci sınıf almıştım. 20 kişilik sınıftan sadece 7 çocuğun imkanları el verdi ve o çocuklar online derslere katılım sağlayabildi. Bunlar da cep telefonu ile katılabildiler. Yani bilgisayardan, tabletten katılan hiç yok. Benim çocuklarımın çoğunluğu Roman, üç tane Irak’lı çocuğum var, diğerleri de Doğu kökenli çok çocuklu aileden gelme çocuklar. İmkanlar belli. Evine az da olsa düzenli gelir giren sadece 7 öğrencim vardı. Zaten sadece bunlara ulaşabildim. Hiç iletişim kuramadığım çocuklar var. Katılanların bile çoğunlukla ya İnternetleri kesildi ya da aynı evde en az iki çocuk olduğu için telefonu sırayla kullandılar. Ya da bazen telefon velide olduğu için o gün hiç derse katılamadılar. Videolar çekip attım, telefonlara çalışma teksirleri attım ama yeterli değil tabii. Telefon çoğu zaman babanın. Baba sabah çıkıyor evden akşam geliyor. Çoğunun düzenli işi bile yok. Bu veli akşam çocuğu ile nasıl ilgilenecek? Hoca sana video atmış al buradan çalış, ben de kontrol edicem nasıl diyecek? Bir çocuğum var mesela annesi hastanede temizlik görevlisi, evde üç çocuk var, baba işsiz. Kadın o kadar ağır şartlarda, o kadar uzun vardiyalarla çalışıyor ki evde olma zamanları bizim ders yaptığımız saatlerle çoğunlukla kesişmiyor. Bi tek bu kadının hattı, telefonu var evde. Bu kadın, bu üç çocuğun hangi birinin dersini yaptıracak?Zaten eve geldiğinde bitmiş oluyor kadın. Okumayı öğretmek için sabır gerekir. Sabırla çocuğa tekrar yaptıracaksın, onun kendine güvenmesini bekleyeceksin. Ama şimdi çocuk ev ortamından katılıyor. Evde ne olup bitiyorsa o telefonun içinde. Çocuk tam sesleri öğrenecek mesela horlayan harfi çalışıcaz tam başlıyoruz, baba, anneye bağıra bağıra odaya giriyor “ sabahtan beri bi yemek pişiremedin mi? Öğlen olmuş ocağa tencere konmamış” Ya da anne diğer çocuklara bağırıyor; “ canları çıkasıcalar, yettiniz artıkkkk” , ya da komşunun biri geliyor “tüpüm bitti sizdeki küçük tüpü verir misiniz?” diyor. Bunların hepsi dersin içinde oluyor. Ve bi tek çocuk da değil, katılabilen tüm çocuklarımın tüm ailevi sorunları o ekranın içinde, o dersin içinde dönüyor. 7 ev aynı dersin içinde, bütün o günlük karmaşa, bağrış çığrış hayat mücadelesi sınıfın içinde oluyormuş gibi düşünün. Ya da bi derse giriyor sonraki ders için abisine ya da ablasına veriyor telefonu falan. Devamlılık yok yani. O yüzden mecburen çok yavaş gidiyorsunuz. Şu anda 24 harfin sesini bitirip tatile girdik. Benim bu süreçte sadece iki velim elindeki imkanların güçlüğüne, evlerinin ortamına rağmen olağanüstü diyebileceğim bi gayretle çocuklarına destek verdi. Böyle ailelerden gelen çocuklar imkanlar çok kısıtlı olmasına rağmen yine de şanslı olarak değerlendirdiğimiz çocuklar. Çünkü arkalarında maddi olmasa bile manevi bi destek var. Asıl zor olan okumanın, okulun, eğitimin önemsenmediği evlerdeki çocuklar. Bu yıl, o çocuklara ulaşmada güçlük çektik asıl. Şimdi ya ikinci dönem ya da önümüzdeki sene biz öğretmenlere büyük sorumluluk düşüyor. Bu açığı kapatmak için elimizden geleni yapacağız. Hani bizim aldığımız para da çoğunun gözüne batıyor ya.. Ona da çok kızıyorum çok içleniyorum. Nasıl çabaladığımızı bilmeden yapılan bu yorumları çok can yakıcı ve çok kaba buluyorum.” İstanbul/2021

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑