YALNIZLIK 3/ İKİCİK

“Kaan’ı kaybettik. Dördüncü gün entübe edilmiş üç gün sonra da gitmiş. Haberini bize ulaştırdılar. Çünkü sadece bizim telefonumuz vardı hastanede yakını olarak. Apartmandan yönetici olarak ben, bi de hastaneye yatıran Rıza bey beraber gittik. Morgda bize ölüm nedeni olarak bulaşıcı hastalık dediler. Ona göre sarılmış zaten. Özel bi torbanın içine konmuş. Sadece torbanın iki yanında tutacak kısım var o kısımdan eldivenlerle tutuyorsun. Kaan mı acaba diye ben merak ettim. Yani bi torba veriyorlar size içinde biri ya da bi şey var ama ne veya kim? “Bi karışıklık olmasın bakalım” dedim. O zaman söyledi morgdaki görevli “ açamazsınız bulaşıcı hastalıktan ölümü” dediler. O gün öğlen gibi haber geldiğinde evdeydim. Kaan’ın apartman boşluğuna bakan mutfağından kuş sesleri gelir benim yatak odama. İki bloğu apartman boşluğunun etrafında çevirmişler. Eski apartmanların değişik planları oluyor. Bizimki de 65 senelik apartman. İşte o mutfağın girişinde kuşları vardı Kaan’ın. Koridora açılan camlı kısımda kafes içinde iki muhabbet kuşu. Neşeli oldukları vakit benim yatak odamda öterlerdi sanki cikir cikir. Babasının ölümünden hemen sonra almıştı. Biricik ve İkicik. Mavi olanın adı Biricik’ti yeşil olanın ise İkicik. Aşağıdaki markette karşılaştığımızda bahsederdi;” sabah uçuruyorum evin içinde belki bi saat. Biricik hep uçmak istiyor kafese girmiyor ama İkicik biraz uçup sonra boynumun oyuğuna oturmayı seviyor” diye. İşte o kuşlar ölüm haberi gelene kadar öttüler sonra biri sanki onlara söylemiş gibi sustular. Cenaze işlemleri için hastaneye giderken kapıcıyı aradım; “Git bi Kaan’ın kuşlarına bak!” Diye. Sonra biz işte cenazeyle ilgilendik. Hekimbaşı’na annesinin üzerine gömülecek ama orada gasilhane ve morg hizmetleri tam olmadığı için Çekmeköy morguna götürülmesini kararlaştırdık. Bütün bunları biz yaptık. Evraklar falan hazırlandı. Kuzenleri o kısımla ilgilenmedi. Ertesi gün cenazeye geleceklerini söylediler. Zaten bu Covid’den ölümlerde cenaze camiden kalkmıyormuş, hoca defin yerine geliyormuş. O kısımları işte halledip döndüğümde kapıcımız “kuşlardan biri hasta gibi abi, ben pek anlaman sen bi bak istersen” dedi. Kaan’ın hastaneye yattığı Pazar gününden beri düzenli olarak ilgileniyoruz kuşlarla. Yemleri suları veriliyor, kafesleri temizleniyor o yüzden ben hasta olmalarına pek ihtimal vermedim ama gidip baktım. Biricik’te sıra dışı bi şey yoktu ama İkicik, kafesin en ucuna gitmiş boynunu içeri çekmiş hareketsiz duruyordu. Kafesi açtım elime aldım biraz kanatlarını çırptı sonra durdu. Tüyleri falan sanki birbirine yapışmış, parlaklığını kaybetmiş gibiydi. Suluğun başına koydum biraz sevdim, avucuma yem alıp bekledim ama hareket etmedi. Biraz daha sevip kafese geri koydum. Ertesi gün cenazeye gitmeden içimden geçti İkiciğin akşam ölmüş olabileceği. Mutfakta ekmek kızartırken öle birden içime malum oldu sanki. Hemen gittim bi baktım ki doğru tahmin etmişim kafesin köşesinde sırt üstü dönmüş, kaskatı yatıyor. Hırkamın cebine koyup eve getirdim. Pamuğa sardım sonra bi naylon poşetin içine yerleştirip montun cebine koydum. Kaan’ı yerine yatırıp da herkes dağıldıktan sonra mezarın baş kısmını biraz el sığacak kadar açıp İkiciği oraya yatırdım. İçim o zaman çok ferahladı. İkicik yerine yerleşti, Biriciği de eve alıp bakarım, Kaan’ı da annesinin koynuna koyduk işte diye düşündüm. Yani bana olabileceğin en iyisi olmuş gibi geldi.” İstanbul/2021

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑