YAŞLILIK HALLERİ

“ İki kardeşiz. Benden büyük bi de ablam var. 61 yaşındayım annem de babam da 94 yaşlarını geçtiler. 90’na kadar onlar Seferihisar’ da biz İstanbul’da, gitmeli gelmeli, gündüz yardımcı tutarak falan idare ettik ama dört sene önce bunun böyle gitmeyeceğini gördük. Ablamın eşi kalp ameliyatı geçirdiği için, ablam fazla yük almasın diye annemle babamı yanıma almaya ben gönüllü oldum. Bi dış ticaret şirketim var. Dolayısıyla çalışma saatlerini kendim de ayarlayabilirim, bi de yardımcı tutarım böylece hallederim diye düşündüm. Annemin neredeyse hiç zahmeti yok ama babamı yıkamak en büyük problemimiz . 20 günde bir kandırıp banyoya sokabilirsek ne ala. Şimdi zaten bu covid mevzusundan Türkmen yardımcıyı bi hafta izne gideceği için o gitmeden babamı beraber yıkamak istedim. Ben tek başıma mümkünü yok yıkayamıyorum. Eşim de oğlum da çok panikler, bi de hiç bu işleri bilmiyorlar. Sabahtan Nevruz’la başladık babamın gönlünü yapmaya, önce yağda yumurta, ayrıca sucuk yaptık keyfi yerine gelsin diye. Yağda yumurtayı ağır geliyor diye her zaman yapmıyorum ama eskiden beri çocuk gibi patlatmaya bayılır. Normalde daha hafif kahvaltı ettiriyorum. Söğüş, haşlanmış yumurta, ıhlamur, kepek ekmek, bi kaşık bal, zeytin, peynir. Normalde böyle. Ama bugün çay bile yaptım sırf keyfini yapalım diye. Kahvaltının ardından kahvesini yaptım. Onu da çarpıntı yapıyor diye haftada bir yapıyorum. Başladı yüzü gülmeye “ Nesrin bugün ziyafet düzdün ha, bi özlemişim ki yağda yumurtayı, ohhh kahve de pek güzel geldi” demeye. İkisinin de çok şükür ufak tefek unutkanlıktan başka bi şeyleri yok. Hala saat 17 dedin mi “Ajansı açın” derler. Ben de baktım pamuk gibi keyfi, çok uzatmadan “babacım seni Nevruz izne gitmeden yıkıycaz bugün, hadi çabucak girelim, çabucak çıkalım banyodan” dedim. Başladı gene “ bu havada banyo mu olur, pes vallahi pes! yerde kar var daha, mezara koyun beni daha iyi, yakaladığını banyoya sokuyorsun, daha yeni yıkandım” bilmem ne. Yok ama dinlemedik tabii, çocuk gibi oyaladık, “banyodan çıkınca ballı ıhlamur yapıcam sana, Yasak Elma’yı da açıcam. Sen uyudun seyredemedin ya o bölümü açıcam sana” diyerek yıkadık. Bağırdı çağırdı tabii. “Su soğuk, sıcak, koltuk altımdan tutmayın acıyor, lifle ovmayın!” falan filan. Neyse bi güzel yıkadık, sonrasında pudrasını, bebe yağını, kolonyasını sürüp misler gibi koltuğuna oturttum. Eline ıhlamurunu da verdim, Yasak Elma’yı açıcam diyo ki şimdi “ Ohhhh pek güzel oldu kuş gibi hafifledim valla, güzel yıkadın, üşümedim hiç, aksilik ettim di mi ? Valla Nesrin senin işin zor evladım ben yaşlılığımda çekilmez olucam herhalde, nasıl bakıcan sen bana?. Ben de mahsus “ yaşlılığında mı baba? dedim. “ heee yaşlılığımı diyorum, iyice çekilmez olursam diye” diyor. Ben de “ oooo babacım daha yaşlılığına 10-15 sene var, o zamana kadar Murat evlenir, onun karısı bakar hepimize merak etme sen” dedim. Murat da oğlum. “ Doğru diyosun daha çok zaman var şimdi onu düşünmeyelim o zaman sen televizyonun sesini az daha açıver” diyor.” İstanbul/2021