“Kız arkadaşım da ben de zor şartlardan gelmiş insanlarız. İhmal, ilgisizlik, yoksulluk falan.. Klasik hikaye. Hatta oradan çıkışımız da benziyor. Çoğu insan kaybolup gider. Biz üç kardeştik babam b*ktan adamın tekiydi. Eve gelmezdi, boğazımdan lokmasının geçtiği sayılıdır. Annemin de ruhsal sorunları vardı. Yatıp yatıp çıkardı. Teyzem sahip çıktı daha çok. Ölüp kalmadıysak onun sayesindedir yani. Bi tek ben okudum içlerinde. Diğer kardeşlerim hayatın içinde kayıp.. Ziyanlık yani. Kız arkadaşım da benzer şartlardan çıkıp mimar olmuş. Ben hikayenin öncesini iyi bildiğim için bundan sonrasını da kuruyorum ve bu beni korkutuyor. Bi adam var 67 yaşında, zengin, evli, torun sahibi adam. Adam benim sevgilimi belki günde 3-4 kez bi bahane ile arıyor. Mesaj da atıyordur ama saykoya bağlamamak için o kadar deşmiyorum şimdilik. Sürekli bi bahane; “ofisin arka odalarını açmak istiyorum, bi gör fikrini söyle, Abant’taki arsaya otel yapmak istiyorum, Cuma’dan gidelim olur mu? Yerde granitin modası geçti mi” bilmem ne.. B*ka, püsüre arıyor. “Kızım bak dikkat et! Huylanıyorum ben bu adamdan” diyorum. “ benim müşterim o, yaşlı başlı adam, babam yaşında” diyor. İki hafta sonu üst üste adamla Abant’a arsaya bakmaya gittiler. Verdiği iş miş de yok ama hep varmış gibi bi aksiyon modu. Geçen de ben kıllanıyorum diye hoparlöre aldı, adam “benim çevrem çok geniş, Bodrum’da çok büyük arsası olan bi arkadaşım var, site yapacak seni onunla tanıştırıcam” diyor. Yalanın kuyruklusu bence. Çok huylanıyorum. Çünkü kendimden biliyorum bu kadar zorluğun içinden gelmişseniz bi yanınız hep doymamış kalıyor. İlgiye, şefkate, paraya, lükse şuna buna. O yüzden bariyerleri hiç indirmeyeceksin, stabiliteyi koruyacaksın, normali, anormali ayıracaksın. Yani şimdi tamam koca adam, koca kadın olmuşsunuz okey ama geride bıraktığınız çocuk hepsine aç, o öyle kalacak, çaresi yok. O yüzden bu adama da bu olayın kendisine de acayip takık durumdayım şimdi. Obsesyona bağladım. O da hırs yaptı, adamdan büyük iş alacak güya da elimiz para görecek. Tadımız kaçık, sürekli hırlaşıyoruz. Yılbaşına küs girdik mesela. O odaya gitti ağlaya ağlaya uyudu, ben bilgisayar oynadım falan. Birbirimizi kaybedersek yazık olacak ve bu film mutlu sonla bitmeyecek. İçimden bi ses sürekli bunu söylüyor..” İstanbul/2021
İÇİMDEN BİR SES

Bir Cevap Yazın