ÇEMBER

“1989 yılının Haziran’ında Silistre’den Türkiye’ye kendi arabamızla yola çıktık. Annem, ablam, babam, ben. Doğduğum büyüdüğüm toprakları geride bıraktım. Şimdi bakınca bi çember çizmişim gibi geliyor. Sabah gün ağarmadan yola çıktık. Üzerinde kahvaltımızı ettiğimiz mavi sofra örtüsünü üzerindekilerle öylece bıraktık arkamızda. Hala o ayrılışı düşününce sabah alacasının içine serilmiş o mavi örtü gelir aklıma. Hiç konuşmadan ettiğimiz o sessiz kahvaltı, sevinç, tedirginlik ve yeni bir hayata başlamanın kaygısı. Anavatana; Türkiye’ye geliyorduk artık ama arkamızda bir geçmiş, anılar, dostluklar ve kökler bırakıyorduk. Bulgar hükümeti Ağustos’un 20’inde sınırları kapatacağını bu tarihten sonra artık Türkiye’ye göçün olmayacağını söyledi. Jivkov Türk isimlerimizi bile değiştirmişti. Benim adım artık Kremena’ydı. Kendi Türk isminizin ilk harfini koruyacağınız bir Bulgar/ Hristiyan ismi seçiyordunuz. Belki böyle söyleyince insanlar “bi isim eninde sonunda n’olucak?” diyebilirler ama bi kimlik parçalanmasıydı aslında yaşadığımız. Size ait olan her şey değersizleştiriliyordu. Türkçe konuşmak mesela yasaklandı, dilimiz yok sayıldı. Biz de Türkiye’ye gelme kararı aldık. İlk geldiğimizde Zeytinburnu’nda akrabalarımızın yanında kaldık, sonra yavaş yavaş kendi hayatımızı kurduk. 2018’in Mart ayında ise yeniden çifte vatandaş olmak için Bulgar vatandaşlığına başvurduk. Bir yıl içinde de aldık. Bu aslında bi bakıma geniş bi çember çizmeye benziyor. 30 yıl sonra telaşla çıktığımız o sınırdan içeriye tekrar vatandaş olarak girdik. Ortada bıraktığınız o mavi örtülü masaya, evimize dönüştü bi bakıma. Tabii Avrupa Birliği vatandaşı olmak da bir sebepti ama asıl duygusal sebep o köke tekrar tutunmaktı. Çünkü insan tek bir kimlikten, tek bir aidiyetten ibaret değil. Benim içimde Silistre’de doğmuş büyümüş ama yıllarca buranın; Türkiye’nin, İstanbul’un özlemini duymuş bir kadın var. Köklerim oradan çıkıp buraya uzanıyor. Ama biz buraya ilk geldiğimizde “Bulgarlar” olduk, bize öyle dendi. Oraya gittiğimizde de “Türkler”. Peki ben kimim? Bu soruyu tekrar Bulgar vatandaşı olmak isterken kendime çok sordum; “ arkana bakmadan kaçtığın ülkenin vatandaşı mı olmak istiyorsun Kamuran? Diye. Hayır! Ben köklerime tutunmak istiyorum, içimdeki hiçbir kimliği dışlamadan, beni ben yapan her şeye yeniden sarılmak istiyorum. O parçam olmadan, çemberimi tamamlamadan eksik kalırım çünkü.” İstanbul/2021

Yorum bırakın

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑