“ Bu pandemi olayı benim için hayırlı oldu. Biraz arap saçına dönmüş bi ilişkiden kurtulmama yardımcı oldu. Biz beraber olmaya başladığımızda karısından ayrılalı iki sene olmuştu. Ama hala çok iyi arkadaş olduklarını biliyordum. Sadece ortak çocukları için değil, taa üniversiteden beri gelen arkadaşlıkları, çevreleri falan da olduğu için bana normal geliyordu bu durum. Fakat bizim ilişkimiz ilerledikçe kendimi çok tuhaf bir yerde buldum. Nesrin, yani eski karısı, çok aklıbaşında gözüken, egosu falan olmayan bi kadındı. Benimle hemen yakınlık kurdu. Bu önce çok hoşuma gitti. Çünkü oğlu bize geliyor, kalıyor falan, işte gerilim olmadan, güzel güzel dostluk içinde de yaşanabiliyormuş böyle ilişkiler falan diye düşünüyordum. Fakat bi süre sonra çok acayip bi hal aldı. Sabahları Nesrin’den gelen yapılacaklar listesiyle uyanmaya başladım. Ben heykeltraş olduğum için düzenli bi mesai saatim olmadığını biliyordu. Bi de zaten bi süredir atölyeyi de kapatmıştım. Nerdeyse her gün Watsupp’da şöyle bi mesaj buluyordum “ Vildancım günaydın tatlım. Ben bugün Burgaz’a geçiyorum üç gün yokum. Ada sizde kalacak. Matematikte kesirleri çalıştırır mısın ona, bi de ” Vildan çok güzel ekşili köfte yapıyo” diyor, yaparsan sürpriz olacak (Gülen surat) Oğlanları da (iki köpek emojisi arkasından kalp) Faruk, akşam size bırakacak, Dino’nun bugün veterinerdeki son iğnesi de yapılmış olacak. Sana çok zahmet vermemek için ondan rica ettim. Dönünce görüşürüz çok öpüyorum seni ( üç öpücük)” Bi süre sonra Nesrin’in tüm sorumluluklarını apartmanlarının kapıcısı Faruk’la beraber benim üstlendiğimi fark ettim. Evlerimizin çok yakın olması da bunu kolaylaştırıyordu. Mecidiyeköy’de aramızda üç sokak vardı. Ve Nesrin için bunun ucu bucağı yoktu. Temizleyiciden gömleğini almak, oğlanların tırnaklarını kestirmek, evi badana boya olurken başında durmak falan. Bu böyle üç yıl sürdü. Bi süre sonra Ada’nın tüm sorumluluklarının benim üzerinde olduğunu farkettim. Basketten al, doğum günü partisine götür, oradan al babanesine bırak. Ortodontisindeki randevusuna yetiştir falan. Odası bile bizim eve taşınmıştı. Bi akşam bizim evde sevgilim, Ada, ben üçümüz yemekte yerken Ada Ipadde maç izliyordu, maçı izlerken futbolcuya küfür etti ve benim sevgilim yani Ada’nın babası bana dönüp “ çok yüz verdin buna” dedi. Ve bunda gayet ciddiydi. O zaman bütün rollerin karıştığını, benim sadece bu ilişkiler yumağında taşıyıcı görevi gördüğümü farkettim. Yardımım göreve dönüşmüştü. Başkaca bi işlevim yoktu. Günlük konuşmalarımız da artık sevgili gibi değil, sanki kahyalık vazifelerim üzerindendi ve benim kendime ait bir hayatım kalmamıştı. O gün bitirmeye karar verdim ve sabah Tuzla’ya annemin yanına geçtim. Ertesi gün Türkiye’deki ilk corona vakası açıklandı. Bu pandemi sürecindeki sosyal mesafe, yasaklar vs de bana bu bakımdan iyi geldi. Koah hastası annemi bahane ederek hiçbiriyle o zamandan beri görüşmedim. Sanırım bu acayip keşmekeşten kendimi sıyırdım diyebilirim.” İstanbul/2020
ARINMA

Bir Cevap Yazın