“Bu pandemi hayatımda her şeyi toz duman edecek. Nasıl toparlıycam, neresinden tutucam bilmiyorum. Felsefe, tarih, sanat seminerlerinin yapıldığı, ayda bir dünya mutfaklarından bir yemeğin yapılışının öğrenildiği bir atölyem vardı. Aslında halen var da şu an hiç iş yok gibi bi şey. Hem ev hem işyeri olarak kullandığım bu mekanı 2018’in Kasım ayında açtım. Kira olmasına rağmen içine çok masraf yaptım. Büyük kısmı için kredi çektim, bi kısmı için de kardeşime borçlandım. İş yeri olarak gelen misafirlere sevimli, sıcak gelsin ve seminer için kullanıma uygun olsun diye benim bütçem için ciddi paralar harcadım. Bi nevi daireyi yeniden yarattım yani. Ev sahibi ile de iki senelik kontrat yaptık ve altı aylık periyotlarla peşin kira ödemek üzere anlaştık. Aylık 4000 lira kiram var. 2019 zaten harcadığımı kazanma ve atölyeyi tanıtma çabalarıyla geçti. Tam biraz tünelin ucunda ışık görünmüşken önce pandemi çıktı arkasından da ev sahibinin işleri bozulunca evi satışa çıkarma kararı aldı. Pandemi başlayınca zaten el ayak çekildi. Biz de seminerleri online mecraya taşıdık. Ama tabii eskisi gibi olması mümkün değil. Normal atölyeye 20 kişi geliyorsa Online olunca anca 5-6 kişi gelmeye başladı. Çünkü insanlar sadece kendi kültürel kimliklerine yatırım yapmıyor, ortak ilgi alanları olan kişilerle sosyalleşiyorlar. Ama mekan olmayınca bu da olmuyor. Dolayısıyla işlerim %60-70 düştü. Yazın kapatılmalar kalktı ama bu sefer de insanlar yazlıklarına, tatile vs gitti. Kimse Istanbul’da kalmadı. Şimdi de hem yiyecek içecek yerlerinin kapatılması kararı çıktı hem de vaka sayıları arttı. Doğal olarak insanlar da kapalı alana gelmek istememeye başladı yeniden. Bi de ev satışa çıktı. Ev sahibine “çıkarken yaptırdığım her şeyi alırım” dedim, o da “ al götür” dedi. Şimdi mesela eve bakmaya geliyorlar alıcılar, şıkır şıkır yapmışım evi. Diyorum ki “yalnız ya bunların fiyatında anlaşırız ya da ben söküp götürürüm, ev sahibiyle öyle anlaştım” diyorum. Hepsi de “al götür” diyor. Yani kimse “tamam ne harcadıysan verelim, sökme kalsın” demiyor. Bu da acayip moralimi bozuyor. Ortası granit adalı mutfak, salona mermer şömine, boydan boya kütüphane, salona video gösterimleri için çok şık, özel tasarım televizyon ünitesi, salonla mutfağı ayıran cam tuğlalı panel, ses sistemleri için masif ağaçtan gömme üniteler falan. Yani her bakımdan zordayım. Hem işim battı hem de evimden oldum. Çünkü iş olmazsa ben bu kiraları zaten veremem. Mecburen çıkıcam da içine harcadığım para ne olacak? Söküp götürsem bile bu evin ölçülerinde yapılmış şeyleri başka bi kira evine nasıl uydurucam. Nereden baksan büyük zarardayım yani.”İstanbul/ 2020
BÜYÜK ZARAR

Bir Cevap Yazın