“ Geçende, çok değil anca 20 gün olmuştur evden çıktım Kadıköy’e gidicem. Şaşkın’dan Kadıköy yani. Kaç dakika sürer? Olsun olsun 30 – 35 dakika. Bu sürede insanın başına bela çatması ancak bizim gibi memlekette olur. Dolmuşa bindim öne oturdum, şoför açmış radyoyu sürekli, büyük bi şahıs Kayseri’de toplu konut açılışı yapmış, anahtarları dağıtmış, şimdi ezan arası vermiş, bugünkü programının diğer ayağında şunu açacakmış bunu kapayacakmış bilmem ne! Başka haber yok! Spiker dönüyo dolaşıyo aynı şeyi söylüyor. Çünkü o haber arası ona tahsis edilmiş belli. Başka haber veremez. Baktım radyo CNN TÜRK’e ayarlı. Ama sesi nasıl açık, en önden bile “şurada inicem” desem iki kere söylersin şoföre öyle bas bi ses. Önce sabredeyim dedim ama ben de biraz mizofoni gibi bi şey de var, sese karşı çok hassasım. Konu da asabını bozuyor insanın. Yani şuradan şuraya gideceksin onda da yalnız yolculuk etmek istiyorsun. Sürekli peşinde gibi malum şahıs, olmuyor… Geriliyor insan, polisiye film gibi oluyor. Ben de tutamadım kendimi “kaptan sesi biraz kısalım lütfen” dedim. Tam arkamdaki ikilide oturan sanki ona söylemişim gibi “Niye?” Dedi. İçimden “tamam belaya çattık” dedim. “Ses çok açık telefon görüşmesi yapıcam” dedim. “ Burası senin özel ofisin değil, ben haber dinliyorum” dedi. Şimdi ne yapacaksın? Ya pısıp susucan ya da eli yükselticeksin. İki saniyede bunlar geçiyor kafamdan. Çok pıstık ama biz.. Gelmişim 45 yaşıma hala kork, sus, içine içine konuş. “Ben dinlemek istemiyorum birader! Haber dinleyeceksen evinde dinlersin, senin de özel ofisin değil, dolmuş burası” dedim. Bu arada şoför “tamam sorun yok beyler” falan bi şeyler diyip kapadı radyoyu ama ortam köpürmüştü artık. Ondan sonra sesler iyice yükseldi adam “ ben inicem” dedi, o sırada kırmızı ışık yandı. İnmesiyle benim ön kapıyı açıp “ ne konuşuyon lan sen, yettiniz siz artık o.. çocukları” falan diyerek delirmiş gibi yakama yapıştı. Ben ona oturduğum yerden iki sallamaya çalıştım, o bana bi tane sağlam geçirdi. Bu arada galiba arkada oturan iri kıyım bi adamla, şoför inip adamı uzaklaştırdı. Benden bi baş daha kısa çelimsiz bi tip. Normalde yersin adamı ama bu pısıp kalma yıllardır yapışmış yakamıza. Onlar kadar vahşi, gözü kara değilsin yani. Şoför hemen gaza bastı. Dolmuşun içinde her kafadan bi ses, baktım montun yakasıyla göğüs kısmı kan olmuş, dudağımdan akıyo. Bi iki durak sonra Fenerbahçe’de de ben indim, devam edemedim yani o halde. Dayağı yiyip oturduk bi güzel. Acayip moralim bozuldu. Zaten ortalık hastalıktan dökülüyor, ağzım kanamış falan hani oradan da bi şey kapar mıyım? Adam yüzüme tüküre tüküre avaz avaz bağırdı, yumduğu ağzımın içine girdi..Evham da yaptım tabii. Doğru eczaneye gittim, pansuman filan için. Onlar da yapmadı. Acil durum dışında müdahale yapamayız, dikişlik durum yok dediler. Alkol pamuk verip gönderdiler. Yani ilk baştaki mevzu neydi? Evden çıkıp Kadıköy’e gidicem de keyfimiz yerine gelsin diye arkadaşlarla buluşup iki bira içiçez.. Bu işte bizim makus talihimiz. Bunu da çeksinler “ Bir başkadır 2” diye bence. Gerçekten bir başka memleketimiz, tadından yenmiyo yani, o kadar..” İstanbul/ 2020
TADINDAN YENMİYO

Bir Cevap Yazın