“Bu taksicilik yapılacak iş değil bakma. Elimizde başka bilezik yok mecbur bunu yapıyoruz. Riskli iş bi defa. Hele gece çalışıyorsan. Ben alışmışım hep gece çalışıyorum ama görmediğim pislik kalmadı. Gaspa da uğrarsın, dayak da yersin, kavgaya da girersin, her şey olur. Alırsın mesela Tarlabaşı’ndan müşteriyi sana der ki Kuştepe’ye gidicem misal. Sakat iş belli. İndiremezsin de, belli başına bi iş gelecek. En en basitinden parayı vermeyecek. Ya baştan almıycan arabaya ya da sağlam olacak üstün. O yüzden biz artık insan sarrafı olduk. Ha iş yok, mecbur alıcan. Evvelki gün gece 11 : 30’da Kuruçeşme’deki barların birinin önünden bi hanımefendi aldım. Hanımefendi de lafın gelişi, apla gibi abilerden yani. Bindiği anda kafa hap kafası anladım. “Suadiye’ye” dedi sonra bakıyorum aynadan kafa öne düştü uyuklar gibi, ara ara titrer gibi falan. Trafik falan yoktu Allahtan bastım köprüden çıktım, Sahil yolundan kıvrıldım, Suadiye sapağından yukarı vurdum bu başladı öğürmeye, bağırmaya. Pencereyi açtı öğürüyo, bağırıyor, küfür, çığlık. Yeni yıkattığım arabanın içine kusmaya başladı. “Durayım dışarı kus” dedim ama nafile. Ayakkabısının tekini fırlattı camdan. Taşlıçeşme sokağa girdim kafama diğer ayakkabısının tekiyle vurmaya başladı “yanlış sokağa girdin” diye. Çivi gibi indiriyor kafama, beynim delindi sandım. Bıçak mi var ne var ucunda, sipsivri bi şey. Yumruğu savurdum arkaya doğru mecburen durdurmak için. Aynı anda da frene bastım durdum. Sıyırdı ama yumruk oturtamadım. Arkamdaki taksici arkadaş görmüş olanları o da durdu. Sonra kıyamet gürültü, bütün mahalle sokağa çıktı. Tam kepaze “ benim yüzüm burnum, yüzüm 55 bin lira, benim burnuma yumruk attı” diye avaz avaz. Kitledi yolu. 115 lira yazmıştı “vermem burnum kırıldı, 55 bin lira harcadım bu burunla bu yüze” diye bağırıyor, arabaya yumruk atıyor, tükürüyor, “burnumun parasını verrrrr!” diye arabanın önünde yerde debeleniyor. Burnunda, yüzünde falan da bi şey yok yani. Beni arkamdaki taksici arkadaş zorla arabanın içine bindirdi, yoksa elimde kalacak. Sırf parayı vermemek için çamura yatıyor belli oldu. Polis çağırdık, 20 dakika sürdü gelmesi. O da bana akıl veriyor “ baştan almıycaktın” diye. İyi de kardeşim onu alma bunu alma soğan mı alıcaz biz arabaya? Sonra mahallede esnafmış biri geldi, “şikayetçi olsan hiç paranı alamazsın 50 lira vereyim işine bak, vakit harcama” dedi. Tanıyomuş bunu. Apla gibi abi de üstü başı kusmuk içinde, ayakları yalınayak hala “ sizin bi ayda kazandığınızı ben 10 dakikada kazanıyorum derdim para değil” bilmem ne avaz avaz bağırıyor, arabama tekme atıyor, kafasını vurmaya kalkıyor.Dediğini zor anlıyorsun zaten. Kafa 1500. En sonunda oradan biri “ben evini biliyorum alt sokakta” diye aldı götürdü. Ben de 115 lira yerine aldığım 50 lirayla bi de kusmuk içinde arabayla kaldım. Arabaya iç dış temizlik yaptırdım zaten o 60 tele tuttu.” İstanbul/ 2020
APLA GİBİ ABİLERDEN

Bir Cevap Yazın