ERİK MARMELATI

“Benim izdivacım geç oldu. 69 yaşında evlendim. Bi arkadaşım aracı oldu. Çok hanım, meslek sahibi, işi var, temiz bir hanımefendi diye önerdi. O da 65 yaşındaydı ama hiç evlenmemiş, mazisi temiz ki benim için bu çok önemliydi. Kibar, görgülü. Bu bakımlardan diyecek bi şey yok. Müstesnaydı benim için. Tabii kaç yaşında olursa olsun kurulan şey bir yuvadır ve güven esastır. Fakat nikâhın sonrasında nasıl desem.. zevc ile zevcenin meşkinden sonraki emare hasıl olmadı. Bu benim içime büyük bi gam saldı. Eve ve eşime karşı bi soğukluk oluştu. Eşim; “benim mazimle, şerefimle ilgili hiçbir şüphem yok, doktora gidelim” dedi bana. Nitekim Zeynep Kamil’de bi hanım doktor durumu izah etti. Bazı hanımların biyolojisi farklı oluyormuş, kimileri ancak doğumla çok afedersiniz bozuluyormuş. Böyle tane tane anlattı. İçime su serpildi, yeniden yuvam var hissi geldi. O akşam erik marmelatı yaptım falan. Benim öyle mutfak işlerine karşı yatkınlığım da vardır, merakım da. Fakat ablalarıma durumu intikal ettirdiğimde onların görüşü farklı oldu. Benim hanımım eczacıydı. Ablalarım, doktorun tanıdık olabileceğini, dolayısıyla bu surette güvenmemem gerektiğini söylediler. Tabii mirasımızdan bi pay düşürmek de olabilir niyeti dediler. Sonra ben bu evliliği bu kuşkulara gark olmuş şekilde sürdüremedim. İçime bir yılan çöreklenip oturdu. Dört ay sonra ayrıldık. Bu kimsenin bileceği iş değil. Günahı boynuna. Fakat sonra ben psikolojik olarak harap oldum. Bu olay sanki kandırılmak, aldatılmak gibi çok tesir etti bana. O sevinçle yaptığım erik marmeladından bir lokmayı bile içim almadı. Öylece verdim temizliğe gelen kadına. O olayı hatırlattı hep bana. Panik atak teşhisi koydu doktor. Tam o sırada apartman müteahhite verildi, evi bile toplayacak ya da toplatacak güç bulamadım kendimde. Askıdaki giysilerle, baba yadigarı bir masa saatini ve iki kesme kristal kaseyi alıp evi bıraktım. Arkamdan ablalarım el halılarıyla, güveylik yeni beyaz eşyalarımı aldırmışlar kapıcıyla. İki sene geçti sayılır üzerinden şimdi hala daha tam iyileşmiş sayılmam. Mesela eskiden yürüyüş yapardım, oturur bi yerde çay içerdim, briç oynardım falan. Kalmadı şimdi hiçbiri. Kalbim hep ağzımda atıyor. Allah korusun sokaklarda kalp krizi geçirmekten korkuyorum. O yüzden yeni evi bile kiraya verip ablalarımın yanına geçtim.” İstanbul/ 2020

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑