ÇİFT DİNAMİĞİ

“Aslında birbirinden o kadar ayrı iki tipiz ki. Ben mesela klasik müzik severim, o funk, blues dinlemeye bayılır. Ben onları dinlemeye tahammül bile edemem. Ben sakinlikten hoşlanırım, o sürekli adrenalin yükseltici şeyler sever. Ne diyim daha. Etik değerlerimiz dışında her şeyimiz farklı. Sürekli didişiyoruz. İkimizin aynı anda bi şeye aynı yorumu yapması çok ender. Anlaşan bi çiftten çok tartışan bi çiftiz. Birbirimizi bu kadar sevmesek yürümez yani. Mesela daha bugün Kadıköy’den Beşiktaş’a geçerken güzel güzel martılara simit verelim derken kendimizi çok acayip bi yerde bulduk. Ben simitleri ufak ufak koparıp atıyorum kapan kapıyo. O sırada diyo ki; “bakmıyorsun hangisi daha önce yedi yemedi, rastgele atıyorsun” Ben de; “evet rastgele havaya doğru atıyorum” dedim. O da; “çünkü Tanrıcılık oynamayı seviyorsun, kibirlisin, bu onun göstergesi, mesela ben bakıyorum kim az kaptı, kim çok yedi, hızlı uçamayanları, daha beceriksiz olanları kolluyorum, simiti onlara doğru atıyorum, hakkaniyeti gözetiyorum” dedi. Ben de bunun daha büyük bir kibire işaret ettiğini ve kendini Tanrı’nın yerine koyanın asıl o olduğunu söyledim. Martıların hangisinin yemeğe daha çok ihtiyacı olacağını beş dakikalık simit şovunda anladığını iddia etmekten daha büyük bi kibir yok bana kalırsa. Söyledim de bunu “asıl sen o kadar kibirlisin ki, hakkaniyetli Tanrı’yı oynadığının bile farkında değilsin” dedim. O da “dezavantajı yüzünden yemeğe ulaşamayanı kollamak mı kibir yoksa rastgele atmak mi?” Dedi. Ben de “rastgele atışta kadere saygı vardır, kader de Tanrı kavramının kapsayıcılığına dahildir. Dolayısıyla ben rastgele atarken, sonucu Tanrı’ya bırakıyorum böylelikle irademin küçüklüğünü peşinden kabul etmiş oluyorum” dedim. Bu anlattığım çok küçük bi kısmı aslında. Epeyce uzun sürdü bu, sonunda da gerildik ve neşemiz kaçtı. Ama düşünüyorum yine de en çok onun yanında olmaktan zevk alıyorum. Kasım’da evlenmeyi planlıyoruz. Beni en çok düşündüren işin bu kısmı. Kendi kendime soruyorum niye biz diğer çiftler gibi eğlenemiyoruz da sürekli didişiyoruz diye. Aslında bu beni germiyor sadece merak ettiriyor.. yani bu normal mi yoksa tuhaf bi durum mu diye. Bilmiyorum belki de bizim çift dinamiğimiz böyle kuruldu. Bu da olabilir yani.” İstanbul/2020

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑