KİM NOVAK

“Bebek gibi kadındım, bebekk. Kim Novak vardı eski artist, çok meşhurdu, beni ona benzetirlerdi. Allah vergisi sapsarı dalgalı saçlar, Yunan burnu, çay kaşığından küçük ağız. Kalmadı şimdi hiçbiri. 81 yaşındayım ama yaşlılıktan değil cefadan heba oldu hem güzelliğim hem hayatım. Subay lojmanlarında, “boğaz Birsen’in gözlerinde akıyor” derlerdi. İstanbul boğazı sığmış yani gözlerime, öyle bi mavi gözler. Bi tek onların rengi baki. Ben geçerken konuşurlardı “Kim Novak geçiyor bak” diye emir erleri, havacı subaylar latife ederlerdi. Bana şimdi psikolog düşünme bunları artık, geçmişi geçmişte bırak diyor ama yapamıyorum. Nasıl sileceksin? Edepsiz, arsız, ırz düşmanı adamın birine düştüm. Bir gün bile yüzüm gülmedi. Şimdi temizlik hastalığım var. Ezel evvel titizdim ama şimdi çok zorluyor. Bu yaşımda sürekli halı siliyorum, cam önü siliyorum. Her yer bana pis geliyor. Jet pilotuydu, çakı gibi, ağzı iyi laf yapar, iyi dans eder, fevkalede onore eder. Anlatabildim mi? Ama arkası yok. Ben bunlara ram oldum. 14 yaşındasın ne bileceksin? Gitti geldi istedi babamdan beni, hiç usanmadı ısrardan. Üç senenin sonunda babam razı oldu. 17 yaşında evlendim. Kendim ettim kendim buldum. Daha 20 günlük gelindim Bandırma’da iğfal ettiği kızın mektuplarını buldum evde. “Canıma kıyacağım” bilmem ne, böyle yazmış kız, hem de yaşı 15 mi ne? Dön bakalım geri dönebilir misin? Ondan sonra dayak, hakaret, küfür, kıskançlık şu bu. Bütün lojmanı altından geçirmiş meğer. Evde bebek gibi gencecik karısı dururken o çirkin, pasaklı, beceriksiz subay karılarıyla alem yapıyormuş. Peş peşe iki kızım oldu. Biri 7 diğeri 9 yaşındayken metresini öldürdü. Ceza bile almadı kendi gibi pislik profesör, doktor arkadaşları şizofren raporu verdiler Sürekli ağlardım “benim neyim eksik?” diye, yastığım hiç kurumazdı. Sonra çok karlı buzlu bi gece öldüresiye dövüp buzun üzerine attı beni. O gece komşulardan annemlere “beni kurtarın” diye haber gönderdim. Boşanmada vermedi çocuklarımı bana, nüfuzunu kullandı. Zaten nasıl bakacaktım? Arardım yok hastalar, yok okuldalar hep böyle oyaladı. 35 sene görmedim ikisini de. Şimdi ikisi de beni suçluyorlar “aramadın bizi hiç” diye. Ne ararlar ne sorarlar beni. Hayırsızlar onlar da babaları gibi. İki evim var İstanbul’da, bi de Dikili’de yazlığım. Babamdan payıma düşeni onlara bırakmak istemiyorum şimdi, hainlere, hayırsızlara kalmasın diyorum. Benim en büyük pişmanlığım sonradan evlenmemek. . Sonra işte kurudum gittim. Ne güzellik kaldı ne gençlik kaldı. Hayat aktı ben seyrettim. Bunlarla meşgul kafam hep. Atamıyorum içimden. Bi kere bile yüzüm gülmeden toprağa giricem, bunu nasıl atacaksın kafandan” İstanbul/ 2020

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑