“ Bizi en çok üzen damadımın tutumu oldu. Bir yuva dağıldı yani. Zaten çocuklar nikah kıymışlardı İtalya’da. İki arkadaşları da gitti burdan, orada da okuldan arkadaşları var. İşte öyle küçük bir cemiyetle şık, elit bir nikah oldu. Ama damat tarafı bizim örfümüze ananemize göre düğün yapmak istiyoruz falan resmen çocukların paçalarına yapıştılar. Nikahı açtılar zaten kameradan izledik. O mutluluk yeterdi bana. Israr ısrar düğün diye tutturuyorsun demek harcayacak paran var diye düşünüyorum ben. Bi de nikahtan bir sene sonra yapılıyor düğün. Çocukların işleri okulları, izinleri, oğlan tarafı biz hazırlık yapıcaz falan anca. Zaten evleri barkları orada, İtalya’da. Derken düğüne 7-8 gün kala bunlar bize gelmek istedi. Buyrun dedik ama içime de kurt düştü “niye?” diye. Çünkü öyle bir samimiyet yok aileler arasında. Onlar farklı biz farklıyız. Neyse geldiler bunlar, kızımın kayınvalidesinin elinde tekerlekli küçük bi valiz. Allah Allah dedim görünce ne bu diye? Hoş beşten sonra niyet belli oldu. Bizim durumlar biraz kötü o yüzden kusura bakmazsanız düğünde kızınıza Suriye Altını takıcaz, ele güne akrabaya karşı şart. Ama sözümüz söz işler düzelince setlerini, akıtmasını, burmasını, kordonunu, hep yapıcaz. Şu kadar altın sözümüz var bilmem ne liste veriyorlar bize. İlk defa duyduğum şeyler yani. Açtı valizi çiğ çiğ sapsarı bi sürü takı. Ömrü hayatımda duymadığım, görmediğim şeyler. Ben daha ağzımı açmadan kızım M: “olmaz öyle şey” dedi. Ama nasıl sesi titriyor. Damat da hiç çıtlatmamış öncesinde. Annesi tembih etmiş sıkı sıkı “önden söyleme sakın biz usulünce anlatıcaz” diye. Sonra işte tatsız bi sürü şey. Damat da inat etti. Biz takı meraklısı, düğün meraklısı zaten değiliz. Hiçbiri olmasa ne olacak sanki? zaten evini barkını kurmuş çocuklar. Ondan sonra çok çirkinleşti iş, kızım da yüzlerini mi gördü ne. “ bitti bu iş” dedi. Sonra zaten pandemi patladı İtalya’da. İş miş de, evlilik de öylece bitti.” İstanbul/ 2020
SURİYE ALTINI

Bir Cevap Yazın