AÇIK VE NET

“Politically correct deniyor ya şimdi ben işte öyle davranmayı beceremiyorum. Kimse kusura bakmasın. Ben ülkemde Suriyeli, Afgan, İranlı vs istemiyorum. Gelsin Avrupalı sığınmacı, ne bileyim Moldovyalı, Karadağlı, Bulgar mesela. Niye bunları söylüyorum nispeten krizdekileri kastettiğim için. Ha gelsin bunlar amenna. Ama ben sekülerliği tehlikeye atacak demagojik olarak benim aleyhime işleyecek bi nüfusu istemiyorum. Sebep de bu kadar açık yani. Bunu söylediğimde bana yapıştırılan şey “ ırkçı, faşist” yaftaları. Benim çok demokrat yakın arkadaşlarım böyle diyor bana en başta. Uzağa gitmeye lüzum yok yani. Ama bana bunu söyleyenler de gerçekte istemiyorlar ama onlarda o t**ak yok. Hiçbir entegre çalışması yapmadan atıyorsun bu insanları topluma. Ne olacak bu kadar ekonomik ve sosyal açıdan uyumsuz kalabalık? Bugün Avrupa sığınmacı alırken dil kursu veriyor, sosyal uyum becerisi kazandırıyor bilmem ne. Sonra ben zaten belli bi sosyal tabakaya ait, laik değerlere inanmış biri olarak kendimi tehdit altında hissediyorum, açık ve net bu. Eeee sen boca edersen üstümüze daha eğitimsiz bir anti laik kesim o zaman benim tedirginliğim daha da artar. Neye angaje olacak bu insanlar, ne planlanıyor diye düşünürüm. Benim iki tane küçük kızım var. Bu bi kere beni endişelendiriyor. Biri 8 diğeri 3 yaşında. Ben baba olarak kızlarımın yetişeceği toplum ilerde neye benzeyecek düşünmek zorundayım. İki hafta evvel izin günümde Adalar’a denize götürdüm. Siyah çarşaflı, peçeli kadınlar, sakallı pijamalı adamlar var plajda. Ben bundan rahatsız oluyorum. “Niye oluyorsun? sana ne?” diyorlar bana. Kazın ayağı öyle değil. Yarın, 5-10 yıl sonra benim kızlarımın yaşam biçimleri bu yüzden kısıtlanacaksa ki bu gidişle çok mümkün, o yüzden benim rahatsız olmam da doğal. Bi de iç açıcı olmayan ekonomik bi tablo var. Yani biz gidelim buyursun onlar gelsin o zaman. Hiç otokontrol yapmadan samimi fikrim bu, açık ve net. Beğenmeyen almasın.” İstanbul/2020