FAHRİ TEMİZLİK

“50 sene oldu bu Nisan’da İstanbul’a geleli. Bitlis’ten geldim burada kaldım. İlk oğlum Bitlis de doğdu diğer iki çocuk burada. Çok işler yaptım evvelden, saymakla bitmez. Şimdi sadece bu işte. Ben bu caminin fahri temizliğini yapıyorum, güvenliğini sağlıyorum. 1913 senesinde Mimar Kemaleddin bey 20 liraya yaptırmış bu camiiyi Allah razı olsun. O yüzden 20 liranın yüzünde onun resmi var. Bu bilgileri ben herkese veriyorum sevabına. Bunun bi eşi de Bebek’de var. Aynı mimari o da. Bunun alınlığındaki yaldızlı yazıları görüyor musun? İşte onlar hep orijinal. İslam aleminin anıtları bunlar gözümüz gibi bakıcaz. Sen nerelisin? Yani ata baba toprağın neresi? Olsun, o da olur. Boşnaklar da bizden sayılır. Yanlış anlama başımın tacısın. Gel gene, içeriyi de gezdireyim sana. Bak bu bahçenin arkasında bi böyle bahçe daha var. Orası da kuran kursu binası. Sadece burada bitmiyor yani bahçe. İki kısım yapılmış. Kemaleddin bey düşünmüş yani. Ben okumadım ama bu mimarlara çok saygı duyuyorum. Sinan mesela di mi? Sen nasıl süsledin bu şehri İstanbul’u nakış nakış? Hayret ediyor insan. O arka taraftaki bina hanımlara kuran kursumuz oluyor. İlime düşkünsen gel. Şimdi Ağustosun sonunda gene açılacak. Oranın temizliğini de ben yapıyorum. Şimdi hele virüs de var ya her gün temizliyorum. Sevabına. Fahri temizlikçi deyip geçmiycen yani. Ama bu camiye gelenlerin hepsi tanır beni, üç, beş bahşişimi verirler, bayramda seyranda ramazanda elimi boş koymazlar. Benim küçük oğlandan çok hevesim vardı mimar olsun diye ama kısmet işte liseden bıraktı.” İstanbul/ 2020