“Benim gönlümü alana kadar belki yarım saat konuştu, bi tür veda konuşması gibiydi sanki. Büyük kızım da küstü gidiyor diye. 3,5 yaşındaydı babaya çok düşkündü. O kadar içlendi ki bi türlü öptürmedi kendini eşim kapıdan çıkarken. Eşim kızkardeşimle annemi aramış bana gelsinler diye. İyi ki de aramış. O gece ben rüya gördüm ama çok canlıydı. Eşim kapıdan girdi ben gördüm” aaa niye hemen döndün? gitmedin mi yoksa?” Dedim. Ama çok üzgün bi ifadesi vardı. “ böyle olması gerekiyordu, geri geldim” dedi. Sonra gitti kızımın odasının kapısını açtı ve onu uyurken öptü. Sonra bizim odamıza geldi beni öptü. Böyle bir rüyaydı. O yüzden sabah neşeli kalktım. Ben o rüyayı bizde aklı kaldı diye yordum. Sabah kahvaltıyı hazırlarken telefon çaldı ben açtım. Savcıymış meğer telefondaki. Bana eşimin adını söyledi “nesi oluyorsunuz?” diye sordu. “ Eşiyim” deyince, “ evde başka kimse var mı? Yanınızda bi büyük var mı? Dedi. Ben orada yere çöktüm. Annem aldı sonra telefonu ona öldüğünü söylemişler ama bana sadece “kaza yaptı hastanede” dediler.Ankaraya girmeden kamyonun altında kalmış meğerse. İlk anda ölmüş. Doğumdan sonra annemler hiç yalnız bırakmadılar. Ekonomik olarak da iyi durumdaydık ama gene de yasımı hiç yaşamadım. Hep kendimi kastım. Kafamda hep “ niye gitti? Niye bizi bıraktı? Ben şimdi iki küçük çocukla ne yapacağım? Çok güçlü olmam lazım” gibi düşünceler dolanıyordu. Ne bir doğru dürüst ağlama ne feryat figan hiç bi şey. Taş kesilmiş gibiydim ve eşime içten içe bizi bıraktı diye öfke duyuyordum. ” İstanbul/ 2020 ( devam edecek)
ACI SÜT 2

Bir Cevap Yazın