“Ben burda üç sene evvel Rus’un birini bıçakladım. Barbar Türkler, hain Türkler diye bağırıyordu. Biz o zaman devirmiştik ya bam güm uçaklarını. Dört üniversite bitirmiş Belarusluymuş. Yargıtayda şimdi dosyam. Ben bayrağım için yaptım. Ölmedi zaten de sakatlanmış. Ben anlamam o işlerden. Müge Anlı ablama da söyliycem, diycem “benim kanımın hepsini çek canlı yayında, Sedat abime ver.” Çünkü bi delikanlı bi delikanlıdan yardım isterse o ona kanını verir. Kaç hortum çıkarsa artık, feda olsun. Komaz bana. Sen Müge ablamı tanıyo musun? Ben Lunaparkçıyım. Her tür elektrik, ışıklandırma, tesisat bütün işler. Şıkır şıkır. Kimseye yanlışım olmaz, bi tane adam satmamışımdır. Servet komserime sor, Veysel abime sor. Antalya’ya bile geldi onlar. Bana süt çocuğu dedi biri, daha askerden önce. Dedim ona da “süt ver o zaman” diye. Anladın mı? Karnından. Sonra benim elimden Mümtaz abim tuttu, kanım yoluna feda. Önce bayrağım, vatanım sonra Mümtaz abim. Yanlışı olana, kerizleme yapana “bu yanlış demeyeceksin” öyle, o öğretti o zaman. Eyvallah. İşler öyle yürümez. Öyle, bayrağıma feda olsun. Ama bizde her şey şıkır şıkır, çektim tesisatı, açılacak şimdi Lunaparklar. Dört aydır kapalı. Çok canım sıkıldı. Benden daha iyi kimse tesisat çekemez. Elektrik işleri, neonlar da hepsi benim işim. Ada’da benim Serdar abim var tanıyo musun? Avşa’da çay bahçesi işletiyo. 15 sene evvel Bayrampaşa’da yattı. Tahliyede ben karşıladım, “baba sana borcum vardı” dedim. Mangal yaptık sonra. Köfte, kanat nar gibi. Rahmetli oldu geçen sene. Bizde yanlış olmaz, çürük yumurta olmaz anladın mı? Ama yine de bi yanlışım olduysa özür dilerim ablam.” İstanbul/ 2020
KAÇ HORTUM ÇIKARSA

Bir Cevap Yazın