“Ben 15 yıldır derin yoksulluk konusunda çalışan, bu sorunun sadece onu yaşayan yoksullar için değil hepimizin sorunu olduğunu anlatma gayretinde olan bir aktivistim. 15 yıl gazetecilik yaptım. Sivil toplum aktivisliğine geçişim de gazeteci olarak gittiğim Sulukule ile oldu. Son ev yıkılıncaya kadar oradaydım, sorunun sadece kentsel dönüşüm olmadığını gördüm. Hem bir kültür, hem bir tarih yok oluyordu. İnsanlar arasındaki dayanışma ve yoksullukla mücadele etme biçimleri de çok etkileyiciydi. Ve hepsinden önemlisi yalnız bırakılmışlardı. Yoksulluğun da bir dili var, ben o dili geçen zaman içinde öğrendim. Sınıf altı dediğimiz derin yoksulluk yaşayan topluluk ile kamu arasında bir dil sorunu var. Bu pandemi döneminde de 15 arkadaşımla birlikte “ Derin Yoksulluk Ağı”’nı oluşturduk ve bu pandemi süresince yaklaşık 2 bin aileye online alışverişle gıda ulaştırmayı başardık . Bir gelir adaletsizliği var ve biz kurduğumuz bu platform ile hem bu adaletsizliğin hem toplum tarafından farkına varılmasına hem de bu “sınıf altı” dediğimiz kesimin görünür olmasına çalışıyoruz. Tabii asıl amaç devletin sosyal politikalarının daha kapsayıcı olması için toplumsal farkındalık yaratmak. Mesela pandemiden sonra var olan işlerinden atılan ya da başka iş bulamam korkusuyla daha az paraya çalışmaya razı olan bir kesim var. Bizim bu insanların içlerinde bulunduğu açmazı, yoksulluğu, gelecek korkusunu görmemiz gerekiyor. Bu bir hayırseverlik, yüce gönüllülük falan değil, giderilmesi gereken bir sosyal eşitsizlik. Mesela bu şimdi corona sebebiyle kâğıt toplayıcıları kilosunu bir liraya sattıkları kağıtları artık ancak elli kuruşa satabiliyorlar. Yoksulluğun nasıl arttığını düşünün işte. Böyle bir mahkûmiyet ve sürekli katlanarak artan, devreden bir yoksulluk hali. Bu işte “derin yoksulluk” diye tanımladığımız şey. Ve biz toplumsal farkındalıkla bu akışı değiştirebileceğimizi biliyoruz çünkü bunun örneklerini gördük. Mesela bize ulaşan bir annenin 11 yaşında ve iki yaşında olmak üzere iki çocuğu var. İki yaşındaki bebek otizmli. Kadın eşinden ayrılmış yalnız mücadele veren bir kadın. Bir de üstelik evde kadının bakıma muhtaç yatalak babası var. Şimdi bu kadını düşünün mesela. Bu kadının nasıl bir hayatı olabilir? Bir hayatı olabilir mi ya da? Kadın bütün gün sadece bu sorunlarla uğraşıyor. Benim yaptığım şey “onun hayatını nasıl kolaylaştırabilirim?” diye düşünmek ve bunun için çaba harcamak. ” İstanbul/ 2020 / Devam Edecek
DERİN YOKSULLUK/1

Bir Cevap Yazın