“Beş sene öne Özbekistan’dan geldim. Burada tezgahtar olarak çalışıyorum. Annem, babam, kız kardeşim orada. Ekonomik zorluklar yüzünden Türkiye’ye geldim. Bizim orada hayat çok zor, çok az para var. Ya yiyeceksin sadece, ya sadece giyeceksin. İkisini bir yapamazsın yani. Bana kalsa ailemi de alıp Türkiye’de yaşamak isterim. Burada altı Özbek kadın Dudullu’da 900 teleye kira oturuyoruz. Faturalar falan, kişi başı bazen 300, bazen 400 tele düşüyor. Hepsi de kuzen, arkadaş öyle. Benim hayatım hep hasretle geçti. Özbekistan’dayken yani ben 14 -15 yaşlarındayken Annem Türkiye’ye, babam Rusya’ya çalışmaya gitti. Biz iki kardeş evde yalnız kaldık. Onlar oradan bize para yolladılar. Kardeşimi ben büyüttüm. Nasıl yaptım ben de bilmiyorum şimdi. Annemi 5, babamı 12 sene boyunca hiç görmedik. Annem 10 yıl burada çalıştı. Ben annemi buraya geldikten sonra ilk defa beş sene sonra gördüm. Hep yalnızdık. Annesiz, babasız çocuklar gibiydik. Onlarsız büyümek çok çok kötü bi şey, kimse yaşamasın. Annem burada yaşlı bir karı kocaya bakıyordu. Yol masrafı olmasın, para biriktirelim kendimize bir iş kuralım diye ikisi de hiç gelmedi. Çok zor zamanlardı. Sonra yaşlı karı koca ölünce annem Özbekistan’a döndü. Ama beraber sadece üç ay kalabildik. Sonra ben çalışmak için Türkiye’ye geldim. Ben orada üniversitede hukuk okudum aslında ama az yaptım işimi. Çünkü para yetmiyor. Mecburen Türkiye’ye geldim. Türkiye’yi seçmenin sebebi burada oturma izni almanın başka yerlere göre daha kolay olmasıydı. Bi de Türkçe bilmem. Ben beş sene sonra annemi görmek için yazın Türkiye’ye geldiğimde annemin baktığı yaşlı Ş. amca bana Türkçe öğretti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun çok iyi bir insandı. Bana bir dil kazandırdı. Zaten eski gazeteciydi, hiç bıkmadan beni çalıştırdı. O yüzden Türkçem için herkes çok güzel diyor. Çoğu zaman yabancı olduğumu anlamıyorlar. Ben buradan şimdi aileme her ay değil ama para gönderiyorum. Çünkü annem sen de bir hayat kuracaksın gönderme diyor ama nasıl yüreğim dayansın, gene yolluyorum. Burada benim memleketlimle nişanlıyım. O da garsonluk yapıyor. İkimiz biraz daha para biriktirip ailemizi geçindirecek bi şey açmak istiyoruz orada. Bana kalsa ben Türkiye’den hiç hiç gitmek istemem ama orada aileler olduğu için mecburen gidicem. Çünkü hasret hasret artık nereye kadar? Kimse ailesinden benim gibi ayrı kalmasın, hasret çekmesin. Ben en çok bunu isterim.” İstanbul/ 2020
HASRET

Bir Cevap Yazın