“Son olay benim küçük bi köpeğim var, kötü havalarda atölyeye götürmüyorum. Böbreklerinde sorun var, atölye de çok iyi ısınmıyor. Buna da seslendim sabah çıkarken, “Barbi’yi tuvalete çıkarmayı unutma, suyunu da içip içmediğini hep kontrol et” diye. Akşam bi geldim yorgun argın, hayvan evin içine yapmış, çünkü bu dışarı çıkarmadığı gibi, suyunu bile tazelememiş. Bi de bana “ sen bana hesap soramazsın, ben senin itinin bekçisi miyim” falan el kaldırdı. Ben de tutamam kendimi. “Sen o itin tırnağı bile olamazsın” dedim. O son olay oldu. Ben dedim “hemen toplanıp gidiyorsun” bana diyo ki utanmadan “talak vermedim sana, ben senin kocanım beni kovamazsın!” Ama benle babam baş edememiş düşün elin adamına mı boynumu eğicem? Küfür kaymak gittim ben de buna. Sonra İki Suriyeli çalışıyordu atölyede, çağırdım onları akşamın 11’de tuttular bunu kolundan attılar. Böyle kurtuldum asalaktan ya. İnsan beşer şaşar diye boşuna dememişler. Bi zaman böyle tehdit falan ayaklarına yattı, sonra defolup gitti. Gemilerde iş mi bulmuş ne. Benden uzak Allah’a yakın zaten. O yüzden ben erkek kahrı çekenleri anlamıyorum ya. Ne çekcen erkek milletini, arıza yapmaya başladı mı salacaksın ipini gitsin.” İstanbul/ 2020 /SON
TUFA/2

Bir Cevap Yazın