“Sivas’a gidiyom mesela. Anam var, babam var orada. Ama işte hem kızıyom hem üzülüyom. Geçen geldiğimde gittim ki babamın mezarını açmışlar, gittim ki babamın kafası dışarda ya. Eşmişler, mezardan dışarı çıkarmışlar, bırakmış gitmişler. Altın aramış yani, bulamayınca öyle bırakmış, kapatmadan gitmişler. Böyle iş olur mu? Mezarlığın bekçisi de yok. Olur mu zaten? Ermeni’nin mezarının bekçisi olur mu? Ermeni’nin mezarı sahipsizdir. Ama git Yahudi mezarlıklarına bak önünde bekçi durur. Onlar agadır. Ama biz Ermeniler garibanık. Hamburg’da Yahudilerin mezarına böyle yan gözle baksan başına yıkarlar dünyayı. Oysa burada Ermeniler’in mezarlarının üzerine s*ç*yolar, lağım geçiyor üzerlerinden. Böle olur mu? Neden çünkü Ermeniler garibanlar. 1962 yılında Sivas’ta beni dövüyolardı sinkafla, “bilmem ne ittiğimin gavuru, Ermenisi ne zaman Müslüman olacan” diye zopa atıyorlardı. Kafama bak! Delik deşik. Keser sapıyla vurdular, zopaynan dövdüler. O yıllar Sivas’ta 120 hane Ermeni vardı. Bi tane yok şimdi. Hani neredeler? Niye kaçıyolar? Ne oldu? Bunun Türkiye’yi kötülemekle falan ilgisi yok, bu bir eleştiri, soru. Soru sormak suç mu? Soruyom ben de; “ne oldular?” diye sadece. Olan bi olayı konuşmak suç mu? Sonra aldım anamı, babamı da aldım kaçtım gibi bi şey yani Sivas’tan, buraya Pangaltı’ya geldim. Babam istemiyodu aslında İstanbul’u yani. Kendi toprağında olmak istiyordu Sivas’ta. Ben o zaman gencim yani 20 falanım. O zaman çıktım Sivas’tan. Şimdi ben geliyom ya her sene iki, üç sefer. İşte mutlaka böyle İstanbul’a geldiğim gibi Sivas’a da gidiyom. Okul arkadaşlarım var. Kızılbaş’ı var, Sünni’si var, bir iki az Ermeni’si var, görüyom onları, hasret gideriyom. Amma bana diyolar ki “ulan gavur oğlu gavur daha Müslüman olmadın mı?” Ben de diyom ki, “olmuyom işte, zorulan mı? diyom. Niye olim yani? sebep ne? Zorulan olunur mu? Senden bi şey görecem, bana iyi, güler yüz gösterecen, kolumdan tutacan, diyecen ki “ bunlar yok olmuş, ezilmiş bir halk” böle diyip bana sahip çıkıcan. Belki ben de sonra eğilirim sana. Yımışak konuşurum, hoş konuşurum. Yoksa niye eğileyim sana? Sebep ne yani? “ İstanbul/ 2020/ DEVAM EDECEK
BANA GAVUR DİDİLER/2

Bir Cevap Yazın