“Ben şimdi bu virüste dibe vurdum. İşten çıkarıldım, kredi de çıkmadı. Son çare bi Opel araba var 97 model, onu da çocuk için almıştık, satmaya karar verdim. 10 aylık bi kızım var. Taneyle bez alıyoruz, açık bez yani, öyle sıkışık bi durum. İnsansın yaşıyorsun ama bitik durumdayım. Kiraydı, elektrikti çöktük. Ağız tadı falan kalmadı zaten evde. Ama dün bi olay oldu mesela, bana acayip moral oldu. Telefonla aradı birisi “arabayı görmek istiyorum” diye. Ben Tuzla’dayım, o Göztepe’de. İşte “getirirseniz görmek istiyoruz” falan. Aldım götürdüm. Ya adam 93 yaşındaymış, nasıl dik, sert, yanında da iki oğlu arabayı incelemeye indiler bunlar otoparka. Oğullarının ikisi de ellinin üstünde, el pençe divanlar babalarının önünde. Amca geçirdi bunlardan birini direksiyona, “bas gaza, frene, farları aç kapa, debriyaja bas, çek” falan komut veriyor. Koca adamlar ya, “baba, baba, biz beğendik aslında” falan, çocuk gibi ağlamaklı konuşuyorlar babalarıyla. Meğer adam büyük oğlana alacakmış arabayı. Büyük oğlan da 57 yaşındaymış ha bu arada. Benim babamdan bir yaş büyük. Babayla yaşıyorlarmış kazık kadar adamlar. Dudağım uçukladı ya. Kendi halime şükrettim Allah çarpsın. 27 buçuğa satıyordum benle pazarlığı amca yapıyor, oğlanlar sadece “gak, guk” diyebiliyorlar beğendiklerini göstermek için. “Yağ yakıyor bu” dedi sonunda amca. “Doğrudur” dedim, az bi şeyi var tabii, araba 23 yaşında, insan olsa askerliğini yapıp gelmişti yani. Hadi 250 oradan indirdim, “klima yok” dedi falan, para lazım acil öyle bi durumdayım. En son 25 buçuğa bıraktım. Büyük oğlan bi hevesli, ağzını açıp bi şey söylemek istiyor, amca “kes sesini” gibisinden elini kaldırıp, gözlerini bi deviriyor, koca adam başını öne eğiyor. Valla ağlamaklı oldum. Sonunda amca; “Suzuki’ye de bakalım öyle karar verelim” dedi. Ararlar bence bugün çünkü oğlunun aklı kaldı, sevdi arabayı. Alabilecekleri en temiz araba zaten. Ama var ya onların bu hallerini görmek bana bi iyi geldi ki eve gittim şınavdı, planktı, ağırlıktı başladım tekrar ufaktan spora. Can geldi yeminle valla içime. Yani bu hayat acayip bi şey illa para, pul vs koymuyor önüne ama öyle işte bi film gösteriyor ki sana başkasına acımaktan kendine acımayı unutuyorsun” İstanbul/ 2020
BAŞKASINA ACIMAK

Bir Cevap Yazın