ŞOK EĞİTİM

“Oğlan 4 yaşındaydı boşandık. İşte hem yaşı, hem anne ihtiyacı falan o sebeplerle annesinde kaldı. Sonra da işte üç teyze, anneanne ve annesi hanım evladı yaptılar oğlanı.Tırsık bi çocuk oldu. Ben devreye girince de yığınla sorun. Boksa yazdırdım, bi kere gitti, bıraktırdılar. Saatleri uymuyormuş falan, traşşş. 3-4 yaşında bisiklete binen, kaykay yapan çocuk şimdi löp gibi oturuyor. Erkek çocuk bisikletten korkar mı yav, bu düşücem diye korkuyor. Kediden, köpekten yok haşereden, yüksekten falan her b*ktan korkuyor yani. 10 yaşında helva gibi yaptılar çocuğu. Ödlek, mıy mıy, tolopoş bi oğlan oldu, bunların yüzünden. Ben de bu coronadan önce geldiğinde bastım gaza. Şimdi papazız hepsiyle. Mahkeme falan diyor, karar aldıracakmış bilmem ne. Sıkar biraz da, neyse. Ben de bi kurt vardı, arkadaşımın aslında ama iki aydır bendeydi. Taşınma telaşı vardı, ben de hastayım kurtlara, o duruş, o bakış falan acayip asil hayvanlar, ben bakarım dedim. İşte oğlanı aldım, bende kalacak o hafta sonu. Bahsettim yolda da “ böyle böyle köpek var evde çok seveceksin” falan diye. “Isırır mı? kovalar mı?” falan öyle şeyler soruyor. “Yok babacım ne ısırır, ne kovalar eğitimli, iyi huylu” falan, anlatıyorum böyle. Daha kapıdan girmedik bu kapıyı açınca gördü Lord’u ne ağlamak avazı çıktığı kadar, susturamıyorum. Hayvan bundan ürktü aslında öyle ağlama. Etinden et koparıyorsun sanki. Kız arkadaşım geldi o sırada işten, daha apartman kapısında duymuş bunun çığlıklarını. “Girmem de girmem!!” Tepiniyo kapıda. Kız arkadaşım da ben de sakinleştirmeye çalışıyoruz falan yok. “Eve götür beni, girmem eve” diye çığlık çığlığa. 15-20 dakika mücadele ettik kapıda sonra benim şalterler attı, tuttum bunu kolundan arkadaki odaya attım, Lordu’da aldım yanına koydum. Şok eğitim işte! Yarım saat falan, belki biraz fazladır işte, bunların ikisini odada beraber tuttum. Önce feryat figan, köpek değil de bu uluyor, öyle bağırtı çağırdı. Sonra kesildi ses. İşte açtım kapıyı götürdüm elini yüzünü yıkadım. Tabii biraz ağlamaktan yorulmuş falan. Sonra yemek mevzuu. Her şeyi yemiyo, mız mız falan zaten hep. “Tamam babacım bak geçti, arkadaş oldunuz Lord’la” falan, büyütmüyorum yani sıradan olay gibisinden. “Hadi yemek yiyelim” mevzuna geçtik. Omlet var, makarna, salata, ayran. Yemek bu. Ama yumurta yemesi bile sorun. İçinde hiç cıvık olmayacak falan. Yoksa yemiyo kusuyo, b*k, püsür. Ağlaması daha geçmemiş içten içe hıçkırıyor ama bi yandan da çatalla yumurtaları ittiriyor. Evde böyle yapınca hemen anneannesi teyzeleri falan ya kebap söylüyorlar, ya pizza falan. Düt dediği keçi yani evde. Anladım bi kabahat bulacak ki buldu da “ yemem pişmemiş.” Gittim mutfağa iki yumurtayı aldım bardağa kırdım, dayadım ağzına. Ağlaya zırlaya, döke saça yarısını ağzına döktüm. “Çiğ yumurta öyle değil böyle olur” diye. Olay bu. İşte şimdi ben kötü baba oldum. Çocukta kekemelik başlamış falan. Yalan, dolan bence hepsi. Nafakayı ödeyen, özel okulun parasını veren, tatile gönderen falan ben değilim, başkası sanki. Ben kötü babayım, zıvanadan çıkmışım, çocuk için tehlikeliymişim falan. Şimdi yıkamışlar beynini çocuk benim telefonlarımı bile açmıyor.” İstanbul/2020

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑