“Ben tabii çoluksuz çocuksuz biriyle de evlenirdim ama başımdan bi nişanlılık geçmişti, yaşım da 28 olmuştu bu arada. Küçük yerde önemli yani bunlar. Ben daha bu eşim ortaya çıkmadan çok evvel babamın dayısının yanına Sarıkamış’tan İstanbul’a gelmiştim, Gültepe’ye misafirliğe. Nişanlımla da orada tanıştık. Aynı yaştaydık hemen hemen, çok da içim ısınmıştı yani, ince uzun boylu, yakışıklıydı. İşte o da benden hoşlandı, sevdi. Ailesi de istediler beni dayımdan. Büyük dayı da babama sordu. Babam da “dayı sen layık gördükten sonra benim için tamamdır” dedi. Nişanımız yapıldı, yüzük takıldı, biraz gezdik işte. İki sefer Anadolu Hisarı’na, bi sefer Üsküdar’a gittik ikimiz. Evlilik tarihi belirlendi sonra ben Sarıkamış’a döndüm, o da Almanya’ya çalışmaya gitti. Bana oradan mektuplar yazdı. Ama bi zaman sonra arkası kesildi mektupların. İrtibatı kopardı yani benimle. Kendi tarafları da çok mahcup oldular ama bi şey yapamadılar. “Başka bi kimse mi oldu acaba niye böyle yaptı?” diye üzüldüler ama bi daha haber gelmedi. Annem de o zaman İşte “ bitti bu iş” dedi. Öylece bitti. İşte kısmet benim bu eşimle olmakmış. Kısmetten kaçamazsın.” SON/ İstanbul/2020
KISMET/4/ SON

Bir Cevap Yazın