“Yeniden dünyaya gelecek olsam hayatımın bir dakikası bile değişsin istemem. Güzel bir hayat yaşadım çünkü. Allah çirkin şansı versin derler ama benimki tersi oldu. Çok güzeldim ben. Güzellikten de çok, ayrı bir havam vardı. Ajda kaç yaşındaysa ondan 2 yaş küçüğüm, ona göre hesap et. O zaman ben de caz söylerdim klüplerde. Sesim de daha güzeldir ama benim hırsım yoktur onun gibi. Onun her yeri estetikli benim bir tek burnum. Güzel zamanlardı 60’lar. Türkiye’nin Işıl ışıl olduğu zamanlar. Sonra 17 yaşında evlendim babamın imzasıyla. Çok sevdik birbirimizi. Çok iyi bilinen bir ailenin oğluydu. Ay ölücem zannederdim ona kavuşamasam. O istemedi tabii ben böyle bebek gibi, ufacık tefecik bir kadın sahnelerde, her gece, her gece. Çiçekler, şampanyalar, tepside pırlantalar, ooooo. Öyleydi o zamanlar. İncelik, nezaket vardı. Şimdiki gibi al telefonumu, ver telefonunu değildi. Kısa sürdü ama ikimiz de çocuktuk daha. Ev geçindirme mesuliyeti falan zor geldi ikimize de. Hem ben öyle evde iş, güç, yemek, şunu bunu yapan bir kadın da değildim. İkinci eşim benim için “biblo gibi büfeye koyup seyretmeli seni” derdi. Ama ben her bakımdan şanslı oldum. Üç kere evlendim. Şimdi üçüncü eşimle beraberim hala. Allah beni onun arkasına bırakmasın. Hep böyle dua ediyorum. Benden 11 yaş küçük, gerçi bilinmez ama ben ondan önce giderim diye düşünüyorum. Üç eşimden de hep ilgi, sevgi gördüm. El üstünde taşındım. Çocuk yapmayı ben istemediğim için eşlerim de istemedi. Zaten ben narin, hassas bir kadın oldum hep. Öyle çocukla, efendime söyleyeyim hamilelik, doğum falan bünyem kaldırmazdı. Her bakımdan ruh olarak da çok hassastım ben. Porselen biblo gibiyim işte ikinci eşimin de dediği gibi. Mesela geçen yıl eşime stent takıldı, ardından da köpeğimiz 16 yaşında öldü. Ben bittim. Kaşlarım döküldü hep stresten. Bak daha onların üzüntüsünü atamadım üzerimden. Şimdiki eşim 4 sene peşimde koştu benim. Yoksa niyetim yoktu üçüncüyü evlenmeye. Kıskançlıktan bıkmıştım çünkü. Fakat bi gün bir baktım kocaman bir buket gül yollamış eve, hem de buketi çok zarif su taşı bir bileziğin içine yerleştirmiş. O zaman bu kadar zarif bir adamla evlenilir dedim. İyi ki de öyle olmuş. Hala bak bebeğim diye bakar bana. O yüzden ben bir dakikamı bile değişmem hayatımın.” İstanbul/ 2020
BİBLO GİBİ

Bir Cevap Yazın