“Aşk için de para lazım. Yani ben öyle çok paracı bi tip değilim, öyle görünmek de istemem ama gerçek bu. Zaten ben daha 20 yaşındayım. Ailemden harçlık alıyorum daha. Bugün mesela kız arkadaşımla buluştuk doğumgünüydü. 250 lira vardı cebimde bi de biraz bozuk para. Valla çoğu buhar olup uçtu sanki. Yaptığımız da bi şey değil öyle. Yani para ezecek bir durum yapmadık. Bak şöyle diyeyim önce İki san sebastian, iki latte, ardından çok görmek istiyorduk ikimiz de Parazit izledik başka sinemada. Ben ortamda izlemiştim ama kız arkadaşım görmemiş işte Oscar’ı falan da götürdü ya. Sonra çıkışta çok istediği bir kitap vardı; Heidegger’in Varlık ve Zaman’ı. Felsefe bölümünde okuyor zaten o bakımdan da uygun. İşte bi de onu aldım doğumgünü hediyesi olarak. Haaa pardon bi de sinemada bir küçük mısırla bir kola aldık, ortak yedik içtik. Hesapla zaten daha kafede latte matte tatlı derken 80 kağıt gitti. Yok ya bi dakka 90 gitti. Sinema, artı kola, mısır 50 oradan gitse. Hediye falan filan, yol parası şu, bu. Kuruş kuruş da hesaplamıyorum yani. Bi de kızın yanında da para sayamazsın yani görgüsüz gibi. Hadi diğer zamanlarda ikimiz de öğrenciyiz hesabına ortak hesap zaten de özel bir günde de öküz gibi kızın parasına yükselemezsin sonuçta. İşte yani hesap ortada. Ne içki var öyle şık ortamlarda falan, ne pahalı bir hediye. Böyle yani, para sonuçta aşkı yaşatan. Annem babam koymasa cebime kalırım ortada öyle mal gibi. Yapacak bi şey yok .” İstanbul/2020
AŞK VE PARA

Bir Cevap Yazın