“Giden senenin Mayıs’ında hanımı kaybetim. 67 yaşındayım. Aynı yaştaydık. O gitti ben kaldım. Zor şeymiş. Çok zor şeymiş. Önceleri evde de yapacak bir şey bulamıyordum atıyordum kendimi dışarı. Geceleri de uyuyamıyordum. Sonra kızım doktora götürdü, o bir ilaç verdi. Şimdi uykularım falan düzeldi çok şükür ama kederim gitmedi. Bilmiyorum belki bir hastalık falan olsaydı insan daha kolay alışırdı, kendini hazırlamış olurdu. Ama böyle aniden, kalpten gitmesi, hayatından çıkması çok zor. Üzüntüyle başa çıksanız bile alışkanlıklarla baş edemiyorsunuz. Şöyle derdi, bunu yapardı, bunu seyrederdik, giderdik falan. Şimdi bir huy edindim. Evdeysem oturup tek tek albümlere bakıyorum. Bütün fotoğrafları çıkarıp arkasına hatırladığım kadarıyla hangi sene olduğunu, çekindiğimiz yerin neresi olduğunu, resimdekilerin kimler olduğunu yazıyorum. Daha çok çocuklar, torunlar için yapıyorum. Bizden sonra, “kimmiş bunlar?”, ” neresiymiş burası?” demesinler diye. Bir tür meşgale işte” İstanbul/2020
YAS

Bir Cevap Yazın