EL MİKSERİ

” İstanbul’u her şeyine rağmen seviyorum. Başka bir yerde yaşamak istemezdim. Benim aradığım her şey burada var. Sosyal hayat, eğlence, çeşitli aktivite imkanları ne bileyim yani sosyal çevrem, işim falan hep burada. 32 yaşındayım.  Hep burada yaşadım o yüzden başka bir şehirle karşılaştıramıyorum. Güney’de, Ege’de falan yaşamak ne bileyim işte, İzmir falan kasar beni yani. Ben genelde hayatından memnun bir insanım. Ailemle ilişkilerim iyi, işimi de seviyor sayılırım. Otomotiv sektöründe yönetici asistanıyım. Şimdilik yükselme imkanım falan yok ama, işte servisi var, yemeği var falan, maaşım da pek çok sektöre göre fena sayılmaz. Benim yaşadığım zorluk genelde ilişkilerde. Uzun süreli bir ilişki kuramıyorum. Olmuyor, yürümüyor genelde. En son ilişkimden iki gün önce ayrıldım. Bir arkadaş ortamında tanışmıştık. Benim aslında çok hoşlandığım bir tip değil ama çok ısrar edince şans vermek istedim. Ağustos falandı tanıştığımızda, başlarıydı galiba. Bir plaj partisindeydik. Bana ilk başta ego kasan bir tip gibi geldi. Pek hoşlanmamıştım zaten. Sonra işte kendiliğinden gelişti. Ama fazla kendinden bahseden bir tipti. “Ben şuyum, ben buyum, ben var ya ben..” Böyle hep aslı astarı olmayan havalar, tavalar işte.  Neyse öyle böyle işte Ağustos’tan beri beraberdik. Aslında biraz da annemin, arkadaşlarımın falan ısrarıyla oldu. Biraz beni suçluyorlardı diğer ilişkilerimi de yürütemediğim için.  İşte çok seçicisin, anlayışlı değilsin, böyle giderse yalnız kalırsın falan diye bir baskı vardı üzerimde. En son olay ama bana olmayacağını gösterdi. Aslında hem çok komik, hem üzücü bence. Bana yılbaşı hediyesi el mikseri almış. Açınca şok oldum, yani başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çok affedersiniz ama bir erkek sevgilisine yılbaşı hediyesi el mikseri alıyorsa ya sosyopattır, ya da maldır yani. Bir de onu sahane bir sürprizmiş gibi iki, üç, iç içe kutunun falan içine koymuş, janjanlı bir paket falan. Tam eziklik bence, yani el mikseri ne ya? Kimseyi küçümsemiyorum, hediyeyi de ama bu olamayacağımızın net işareti yani. Bir de bana sevine sevine , koca paketi arkasında saklamaya çalışarak getiriyor falan. Neyse bitirdim ben de. Açık açık da söyledim. “Pardon ama” dedim “el mikseri ne ya? nasıl bir kafayla bunu aldın” dedim. Söyledim yani bunu. Öyle, “ben varya ben, kızların hepsi bana hasta,sen olmasan başkası, oooo”  falan ego kasmayla olmuyor bu işler.  Öylece bitti işte. 2020’ye sevgilisiz giriyorum işte. Hayırlısı” İstanbul/2019