“ İnsan bir yaştan sonra kendine ait bir gelecek düşünmeyi bırakıyor. Evlatlarınız belirliyor ileriyi. Benim için de oğlum mevzubahis hep. Ne yaptı? Ne yapacak? Öyle şeyler. 78 yaşındayım zaten ne olabilir ki başka. Ama üzüyor beni. 40 yaşına gelecek yakında, amiyane tabirle daha bir baltaya sap olamadı. Hep bir hayal peşinde. Aklı beş karış havada. Şimdi gelmiş en son annesinin buna iş kursun diye verdiği birikmişle bitcoin alacakmış öyle diyor. “Evladım şaşırdın mı? Paranın nerede alınıp nerede satıldığı bile belli değil, yolda bulsak tanımayız” diyorum. “Dolar da sanal ortamda işlem görüyor” diyor bana. Çatlarsın ortadan. “Yahu doların arkasında koskoca Amerika var” diyorum ama hava cıva. Hep böyle işler işte yaptığı, hayal aleminde dolaşıp duruyor. Bundan önce Foça’da sörf merkezi kurmaya kalktı. Sonra İsviçre’ye gitti, güya iş, güç için. Orada da evlenmeden çocuk yaptı hanımın birinden geldi. Bak diyor bana telefondan gösteriyor; “torununa bak baba nasıl güzel” diye. Benim torun telefonda yani. Gördüğümüz ettiğimiz yok başka. Ama torunun annesi senede iki defa bilet yolluyor buna, kızını gelip görsün diye. Orada da en güzel otellerde yer ayırtıyor. Bizimki de elini kolunu sallayarak çocuk sevmeye gidiyor. Böyle de şanslı kerata. Annesiyle epey oldu ayrıldık. İlk eşinden de bir kızı vardı benim oğlandan 6-7 yaş büyük. İşte annesi, ablası, çocuğunun anası, ben, etrafındaki kızlar falan bunu adam etmeye çalışıyoruz. Şimdiki kızlar, hanımlar da bir tuhaf bana göre. Ben kadın olsam bu işsiz güçsüz hayalperestin yanında durmam. Ama şeytan tüyü var bunda. Aklımda tutamıyorum artık adlarını. Oğlum nerede kalıyorsun şimdi diyorum. Falanca isimli kız arkadaşımla diyor misal. Aaa bakıyorum 3-5 ay sonra feşmekanca ile başka bir muhitte başka bir eve çıkmış. Oldum olası böyle. Etrafındaki kadınlar olmasa açlıktan, bakımsızlıktan ölür gider diyorum Allah korusun. Kadınlardan kurulu Hilâl-i Ahmer bakıyor yani buna, yoksa bu ağzı açık ayran budalası gibi dolaşıp durur. Cebindeki parayı da kadınlar koyuyor, önüne yemeği de, yatacak yeri de onlar veriyor. Ama üzülüyorum tabii baba olarak yetiştiremedim evladımı diye. Böyle gider ama bu, düzelmez bu saatten sonra” İstanbul/ 2019.
HİLÂL-İ AHMER CEMİYETİ

Bir Cevap Yazın