“Kentsel dönüşümden dolayı yedi ay içinde üç kez dükkanımı taşımak ve yeni yer bulmak zorunda kaldım. Küçük bir butik işletiyorum. Çok zorlandım. Bunun en büyük zorluğu müşteri kaybetmek oluyor. Her seferinde yeni müşteri profili oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bunlar hep zaman alan şeyler. Ayrıca taşınmanın maddi külfeti de cabası. Son üç seferin toplam maliyeti 50.000 lirayı buldu. Küçük bir işyeri sahibi için büyük para. Bir de beni yoran şeylerden biri de giderek artan toplumsal baskı. Özellikle bir kadın olarak rahat edemiyorum. Sözlü taciz, bakışlar bunlar kadınların hayatlarını zorlaştıştırıyor. Ki ben buna çok aldırmadığım halde. Mesela geçen seferki iş yerimde mini sort giydiğim bir gün yanımdaki dükkanı işleten kadın “ sen bir iş kadınısın, bu şort sana hiç yakışıyor mu?” dedi bana. Üstelik bunu söyleyen bir kadın ! Ben de ertesi gün inadına daha açık bir kıyafet giyip gittim. Kimse kadınların nasıl giyineceğine, kiminle nasıl olacağına, neyi yapıp yapmayacağına karışamaz. Kesinlikle bu böyle. Bir de anne olmayı düşünüyorum. Ama bu ne zaman olur bilmiyorum. Bir çocuk gördüğümde “ keşke benim de bir çocuğum olsaydı” diyorum. Bunun için illa evlenmem gerekmiyor. Zaten evliliğe de çok inanmıyorum. Evlilik dışı çocuk yaparsam baskıları da tınlamam.” İstanbul/ 2019
BASKILAR

Bir Cevap Yazın