“24 senedir dışardayım. Avustralya’dayım. Orada yaşadığım şehir Adelaide, bu sene gene dünyada en yaşanılır 4. Şehir olarak seçildi. Ben bugün bile 24 sene sonra Adelaide’da şaşırıyorum; burası ne kadar sessiz diye. Bir cafede gidip oturduğumda insanlara “ canlanınnn!!” diye bağırasım geliyor. Buradaki büyük enerji orada yok. Bunu çok çok özlüyorum. Ben askerden kaçmak için yurtdışına gitmiştim. Ama değmedi yok. İstanbul caddelerinde yürüdüğüm zaman gidişimin bana ne kazandırdığını ne kaybettirdiğini düşünüyorum. Bir garsona bakıyorum, takım elbisesiyle dolaşan bir adama bakıyorum ve şunu düşünüyorum; ben burada İstanbul’da kalsaydım şunlardan hangisi olurdum? Tam anlamıyla hiçbir zaman da bilemeyeceğim ne kazandırdı ne kaybettirdi? Ama dostluklar kaybettim. Pek çok arkadaşımın hayatlarının bir parçası olamadım. Bunlara üzülüyorum. Askerlik yoklamasında yakalanınca iki gün içinde Avustralya’ya kaçtım. Meğer bana çıka çıka İstanbul/Üsküdar gösteri bölümü çıkmış. Kaçtığım da oymuş.. Benim askerden kaçtığım sene 6000’ ni diğer taraftan olmak üzere toplamda 9000 kayıp vardı. Yapımda yok. Ben silahı kimseye doğrultmak istemiyorum. Böyle bir yapım olduğu için askerlik bana uygun bir şey değildi. Ben de askere gitmektense biletimi alıp Avustralya’ya gittim. Sene 1995’ti. Ondan sonra İstanbul’a ilk gelişim 2000 senesinde oldu. Eşimden ayrılmıştım, ablamı görüp ondan destek almak için geldim. Biraz da Türklüğümün eridiğini fark ettim. Onun için İstanbul’a geldim Suyunu içmek bile yeti. Çok iyi geldi. Şimdi çocuklarım büyüdü. Üç çocuğum da orada doğdu. Onları iki defa buraya getirebildim. Bu sefer gelişimin sebebi aslında burada da bir hayatın olabileceğini onlara iyice göstermek.” İstanbul/2019
Bir Cevap Yazın